DOĞUM, BATIM, KUZEYİM, GÜNEYİM… TÜRKÜM, LAZIM, KÜRDÜM, ÇERKEZİM, TATARIM… BU TOPRAKLAR BİZİM, ELLERİMİZLE SAHİP ÇIKTIĞIMIZ TOPRAKLARIMIZDA AYRI YOK GAYRI YOK BİZİM…YÜREĞİMİZ ANKARA’DA, YÜREĞİMİZ İSTANBUL’DA, İZMİR’DE, DİYARBAKIR’DA, ŞIRNAK’TA…
ÖLDÜRÜLEN HER MASUM CANIN YANINDA…
An-kara: doğduğum An-kara, çocukluğum, gençliğim, köklerimi saldığım, aşık olduğum, evlendiğim, yavrumu doğurduğum şehir…
Gecen ayrı aşk, gündüzün ayrı; yazın ayrı sevda, kışın ayrı…Her cadden, her sokağın ezberim benim…
ÖYLE “AN-KARA’NIN YÜZÜ SOĞUK SEVEMEDİM”LE OLMUYOR…YAŞAMADAN BİLEMEZSİN AN-KARA’YI…GEZMEDEN SOKAKLARINI, TANIMADAN İNSANLARINI, ŞÖYLE HAVASINI ÇEKMEDEN CİĞERLERİNE ANLAYAMAZSIN AN-KARA’YI…
Sokaklarımız öyle denize çıkmaz bizim…Martılarımız yok çığlıklarına simit attığımız … Kadınlarımız bilmez şort giymeyi falan …An-kara soğuktur, ayaz…
Bizim sokaklarımız denizdir, her yeri ayrı bir derya…Kumrularımız vardır parklarımızda Ankara simidiyle beslediğimiz…Ankara memur şehridir oğlum! Zengin fakir uçurumu olmayan, markalara takılmayan, kaliteli giyinen, yoksa da varolana şükreden…
TUNALI HİLMİ’Sİ, BAHÇELİ’Sİ, gençliğim, çocukluğum, Kuğulu Park’ım, kumpir yiyişlerim, üniversite kampüsüm, aşık oluşum, elele gezişlerim, göz süzüşlerim, küfür edişlerim, hayata taa yukarıdan Atakuleden bakışlarım…
ULUS’UM, heykelim, Atatürk’e selamım, kuş kovalayışlarım, resimlerim, gittiğim her tiyatrom…
ANKARA KALE’M, Pirinç Han’ım, antikalarım, eski evlerim, cumbalardaki çiçeklerim, yüzüklerim, gramafonum…
KIZILAY’IM, arkadaşlarımla ilk buluşmam, her yoldan sana çıkışlarım, ekmek arası dönerim yanında buz gibi ayranım, alışverişlerim, annem, babam, çocukluğum, sinemam…
Çalışkan kadınlarım, delikanlı adamlarım, kaypak olmayan, mert, sözünün arkasında duran insanlarım…Sabahın altısında değil, beş buçuğunda Angara simidiyle başlayan günlerim…Kuyruklu otobüslerim, otobüste düşüşlerim, Ankaray muhabbetlerim…Sabahın yedisinde açılan ip gibi tertemiz bulduğum her dükkan...Tamire tam zamanında gelen ustalarım...Elektrik kesintilerim, su sıkıntılarım, kovayla su taşımalarım, ekmek kuyruklarım…
Boykotlarım, yürüyüş yapanlarım, özgürce konuşanlarım, haklarını savunanlarım…Komşularım, akrabalarım, can dostlarım, amcalarım, teyzelerim…
Dualarım için her gittiğimde şükür ki dolup taşan Hacı Bayram-ı Veli Camii’m…Ulus’ta derme çatma tarihi binanın bacasındaki çer-çöple kurduğu yuvasına her sene gelip yavrularını bekleyen leyleğim…
Karanfil Sokak’ta gezişlerim, sokak müziğine eşlik edip dans edişlerim… Yüksel’de iki tavla atıp bilardoda yenişlerim…Soğuğa sıcak çayla kafa tutuşlarım…Cigarama dostlarımı sarıp içişlerim…Dost Kitabevi’m, yeni kitaplarım…İkinci el kitapları Olgunlar’da satışlarım…
ANITKABİR’İM, EN BÜYÜK EMANETİM… ATAM!!! ON KASIM, YASIM…ELİMDE BAYRAĞIM, AĞZIMDA ANDIM:
TÜRKÜM, DOĞRUYUM, ÇALIŞKANIM,
İLKEM; KÜÇÜKLERİMİ SEVMEK, BÜYÜKLERİMİ SAYMAK,
YURDUMU MİLLETİMİ ÖZÜMDEN ÇOK SEVMEKTİR,
ÜLKÜM; YÜKSELMEK, İLERİ GİTMEKTİR…
EYYYY BÜYÜK ATATÜRK!
AÇTIĞIN YOLDA, GÖSTERDİĞİN HEDEFE DURMADAN YÜRÜYECEĞİME ANT İÇERİM,
VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN,
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
An-kara’m Benimmm, aşım, ekmeğim, tuzum, gecem, gündüzüm, dostlarıma akrabalarıma emanetim….Bembeyaz karı kana bulananım…Hatıralarıma kan bulaştırılanım…
SEN, BAŞKENTİM, TAŞI TOPRAĞI ATATÜRK KOKANIM, HER SEFERİNDE YENİDEN DOĞANIM…SENİN SOKAKLARIN KUŞ SESLERİNE, SABAHIN ALTISINDA İŞİNE YETİŞMEYE ÇALIŞAN KADIN ERKEK SESLERİNE ÇOCUK SESLERİNE ALIŞKIN, BOMBA SESLERİNE DEĞİL…
SENİN SOKAKLARINDA SADECE DİLENCİLER YARDIM İSTER, YARALANANLAR DEĞİL…SENİN SOKAKLARIN GECELERİ BOZA SATANLARIN, SOKAK ŞARKICILARININ, SOKAKTA OYNAYAN ÇOCUKLARIN ÇIĞLIKLARINA ALIŞKINDIR; YAVRUSUNDAN, CANINDAN KOPANLARIN ÇIĞLIKLARINA DEĞİL..
SENİN POLİTİK HAVAN HİÇ BİR ZAMAN TEMİZ OLMADI, KABUL, AMA BÖYLE KANLI DEĞİL…
BAŞIMIZ SAĞOLSUN!!! SEBEPSİZ ÖLDÜRÜLEN VE VATAN TOPRAĞIMIZA GÖMÜLEN HER CAN İÇİN YÜREKTEN SABIR DİLİYORUM GERİDE BIRAKTIKLARI AİLELERİNE VE BİZLERE…