Son günlerde yaşadığım bir olay içimi sızlattı, bu yazıyı yazmak gereği duydum. Geçenlerde Tire dışında bir yakınımın cenazesine gittim. Namaz kılıp mezarlığa gittik. Hoca Kuran okuyup duaya geçti. Okunan duaları önce Peygamberimizin, ardından birçok kişinin ruhuna hediye etti. Ancak Atatürk’ün adını anmadı. Çok üzüldüm. Bir arkadaşım da buna benzer bir olayı İstanbul’un ilçelerinden birinde yaşamış. Cami imamı Cuma vaazında ve hutbesinde Malazgirt’teki Türk komutanlardan başlamış, Osmanlı soyuyla devam etmiş, Filistin, Suriye ve Mısır’daki Müslüman kardeşleri ile bitirmiş. Hepsine de hayır dualar etmiş, ama ne Atatürk’ten, ne de silah arkadaşlarından bahsetmiş. 

Allah tüm duaları kabul etsin, etsin de, bizim atalarımız yalnız Malazgirt Zaferini kazananlar ile tarihimizde büyük zaferler kazanıp Viyana kapılarına dek giden Osmanlı padişahları mı? O Osmanlı değil mi Viyana kapılarından dönüp Anadolu’yu Yunanlılara, Fransızlara, İtalyanlara, İngilizlere, Ruslara, Ermenilere Sevr Antlaşması ile paylaştıran? Sonunda hesap vermekten korkup İngiliz gemisi ile Malta’ya kaçan atamız oluyor da yurdumuzu kurtarıp Cumhuriyetimizi kuranlar atamız olmuyor mu?


Düşünüyorum da bu iktidardan önce ve ilk dönemlerinde camilerimizde Cumhuriyetimiz ile ilgili hutbeler okunurdu. Atamız ve Kurtuluş savaşı şehit ve gazileri için dualar edilirdi. Ne oldu da camilerde bugün bu kişilerin adları anılmıyor. Neden Atatürk büstleri ve heykelleri kırılıyor? Niçin pervasızca, hatta hakaretler içeren saldırılar yapılıyor? Artık şurası bir gerçek ki bu ülkenin belli bir kesimi(ki ben bu oranın % 25’lerde olduğunu düşünüyorum.) Atatürksüz Türkiye, Atatürksüz cumhuriyet istiyor. 30 Ağustos Zafer Bayramında başkomutanlığını yaptığı savaş adına okunan hutbede adı yok. 29 Ekim hutbesinde şehitler var, o yine yok. 18 Mart Çanakkale Zaferini evliyalarla, aksakallı erenlerle kazandık zaten. Artık ruhuna bir Fatiha okumak bile çok görülüyor.


Değerli okurlarım, bugün öyle bir konumdayız ki artık Atatürk’ten, Cumhuriyetten, Türklükten söz etmek neredeyse suç olacak. Atatürk ve Cumhuriyet adı geçen yerlerin adına bile tahammül yok. Kadir Topbaş, Esenler’deki Cumhuriyet Meydanı'nın adının Rabia Meydanı yapılacağını söyledi. Bu yalnızca bir örnek. Atatürk’e saldıran, hakaret edenler baş tacı, Cumhuriyete sahip çıkanlar tu kaka. Hani önceleri “korkma hoca, kimse cumhuriyeti yıkmak istemiyor.” diye bana yorum yapanlar vardı ya, şimdi ne diyorlar biliyor musunuz? “Hoca, şeriattan bu kadar niye korkuyorsun? İsteseniz de istemeseniz de şeriat gelecek.” Ben de onlara “Biz Atatürkçüler yaşadıkça şeriatı rüyanızda görürsünüz.” diyorum. Atamızın şu sözünü hiç unutmayın: "Efendiler ve ey ulus; biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ülkesi olamaz." 


Bu ülkede ezan sesi duyup namaz kılabiliyorsak, ibadetimizi özgürce yapabiliyorsak, bunu Mustafa Kemal ve arkadaşlarına borçluyuz. Her vicdan sahibi bunu kabul eder. Ancak günümüzde olduğu gibi sırf laikliği getirdi, dinimizi çıkarlarımıza uygun olarak kullanmamızı engelledi diye Atatürk’ü dinsiz ilan edenler gerçekleri bilmeyenlerdir. Sevgili okurlarım, bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıptır. Bunun için çok kitap okumak gerek. Ancak yalnız tek yanlı yazan kitapları değil. İki taraflı kitapları da okuyun. Allah size, bize akıl vermiş. Karşıt görüşlü okuduklarınızı muhakeme edin, doğruyu kendiniz bulun. Yalnız Kadir Mısıroğlu, Mustafa Erdoğan, Cemil Koçak, Abdurrahman Dilipak’ı okuyup dinlemeyin. Emin Çölaşan’ı, Yılmaz Özdil’i, Bekir Coşkun’u, Haydar Baş’ı, Soner Yalçın’ı, Yaşar Nuri Öztürk’ü, Emre Kongar’ı, Eren Erdem’i de okuyun, dinleyin. 


Atatürk’ü tanıyın. O’nun en az sizin kadar dindar olduğunu göreceksiniz. Atatürk’ü tanımayanlar Onun hakkında tek bir kitap dahi okumamışlardır. Bir anlaşmazlık halinde kimin haklı olduğunu bilmek için yapılacak en doğru iş iki tarafı da dinlemek değil midir? Bir kişiyi yanlış tanıtanları okuyup niçin ona düşman oluyorsunuz? Elinizi vicdanınıza koyup düşünün. Nasıl İslam dinini Peygamberimizi tanımadan anlamak ve anlatmak mümkün değilse, Kurtuluş savaşı ve Türkiye Cumhuriyetini onsuz anlayamayız. 


Ben ölünceye dek Müslüman’ım ve Atatürkçüyüm. Eğer bu hutbeler böyle sürerse, camiye siyaset sokulup ayrımcılık yapılırsa halkın dininden soğuyacağı düşüncesindeyim. Bazı kişilerden duyumum bu zihniyetteki imamların arkasında namaz kılmayacakları doğrultusunda idi. Buradan yurdunu, ülkesini ve Atasını seven herkesi duyarlı olmaya çağırıyorum. Hem Atatürkçüyüm diyen, hem de hiçbir şey yokmuş gibi davrananlar cumhuriyet elden gidiyor. Atamıza, cumhuriyetimize sahip çıkmanın zamanı gelmedi mi? Atatürk’e diktatör, deccal, sarhoş deseler de ne O’ndan vazgeçeriz, ne de eserinden. 


Gelecek yazımda Atamızın İslam dinine hizmetlerini yazacağım. Lütfen okuyun, O’nu kötüleyen insanlara anlatın, bilgilendirin.

Saygılarımla, hoşça kalın.