Yıllar önce yazmıştım. Yıllar önce söylenen ama hala aklıma gelince kalbimi kıran düşüncelerimi  altüst eden cümleler var. "Yabancılar şunu yaptı  , yabancılar bunu yaptı."  Denilmesi...!
Her konuda olduğu gibi çevre konusunda da yabancıları özeniyoruz. Yıllar önce yazmış bulunduğun mahalli gazete deki sözlerimi yenilemek istiyorum. 
Millet kavramının evrensel olarak zayıflamasından dolayı yabancılaşmalar doğuyor gibi. Bu sadece Türkiye'mizde , biz Türklerde vuku bulan  bir durum değil tabii ki de.
Kültür ve ekonomik açıdan daha alt seviye olan toplumlar , bir üst sınıf topluma ayak uydurmak zorundadır. Müzikte , giyimde olduğu gibi çevrecilikte de oluşmuş gibi. Elbette çevrecilikte güncel olay olduğundan bir çok  konular gibi  özenti haline gelmekte.
Halbuki biz yabancılardan bir çok konuda daha öncüyüz.  Bunların bir çok örnekleri var. Daha önce bu tür işler sadece hippilerin yapacağı işler olarak görülürdü. Artık bu işler değişti günümüzde çok farklı oluşumlar , yapılanmalar oldu. "Bea Johnson markete gittiği zaman yanında bir cam kap götürüyor. Bu sayede kasaptan aldığı etleri bu cam kaba koyabiliyorlar. Marketin koridorlarında ilerlerken aldıklarını ise kendi yaptığı bez torbalara dolduruyor. Aslında o ve kocası paketli tek bir ürün bile almıyorlar..   diye haberler okumaktayız. ( Tabiki okuyorsakkkkk  -:)   )
Sanki Amerika'yı yeni keşfediyoruz. Bea Johnson dan yollar önce benim atalarım dedelerim babam daha güzellerini , daha hijyeniklerini , daha da hoş olanını yapıyordu. Bakın bunları daha önce yazmıştım. Yenilemek istiyorum . Benim Atalarım daha da çevreci idi. Bez torbaları yapardı şeker çuvallarından , tahta dan ambalaj , cam kavanoz , hayıttan sepet , kargıdan sepet sele , küfe  kıldan heybe , ketenden çuval kağıttan keseler hatta adı bile kese kağıdı saz otundan ambalajlar vardı daha neler neler. Bunları daha seri sanayi haline getirilip kullanabilir hale getirilebilir. İstihdam oluşturulabilir ham maddeye dışa bağımlılık  mecbur kalmayız.
 Bea Johnson un ataları beni bu hale getirmedi mi ? Yıllar önce Küçük Amerika olsun diye diye ...  
Bu şekilde hayatlarını sürdürebilmek için kendi temizlik malzemelerini kendileri yapıyorlardı. Paketli şah şahalı değil belki ama hijyen  sağlıklı zeytin yağlı , defneli sabunlar. Sirke özlü temizlik malzemeleri.  Süt kabından , yoğurt kasesine dek  , kendi kabına ambalajına kendisi getirir israfsızca kullanırdı.
Johnson " Sadece kendi su şişesini yanında taşırken tasarruf ettiniz para oldukça fazla. Hayatınızdan plastik ambalajı ne kadar çıkarırsanız o kadar taze gıdalar tüketiriz. Johnson ailesi kısa zamanda bu şekilde yaşayanlar için ilham kaynağı haline geldiler" diyor. " Evde , işyerinde  sıfır atık " adına verdikleri bu yeni yaşam şeklinde adeta birer guru olduklarını yazılıyorlar . Görsel yayında günlerce tanıtıyorlar. Benim atam suyu matarada taşır , mis gibi toprak testide güneşin altında bile buz gibi suyuna içerdi. Yemeğine toprak güveçte yapar.  Toprak tavada dolmasına pişirirdi. Elektrik , doğal gaz LPG  tüketimi yoktu . Şimdi nostaljimi oldu , çağ dışılıkmış gericilikmiş.
San Francisco'daki Gök kuşağı Gıda Kooperatif üyesi Sarah Kennedy  de bakın şunları söylüyor.;
" Daha önce bu tür şeyler sadece hippilerin yapacağı işler olarak görülürdü. Artık değişti Orta sınıftan insanlar , anneler daha az ambalaj ürünler tüketmek  için caba harcıyorlar" diyor. benim atam nenelerim küllü suyu , sirkeli suyu kullanırdı. Camlarını silerdi. Çamaşırlarını yıkardı pırıl pırıl tertemiz .
Evet şimdiki gibi polyester kumaş kullanmazdı ne dense penyede yoktu  ama daha düzenli atlas giysi misali tarzlar vardı. Hippiler gibi değildi . Sağlıklıydı  yeni giydikleri giysileri onlarda alerjide yapmazdı.  Döviz ile satın alınmazdı. Poliüretanlı ayakkabıda giymezdiler. Kösele sağlıklı doğal deriden ayak hastalığına yakalanmazlardı. Dolayısıyla yabacı ilaç sanayini de para kaçırmazlardı.
"Ambalajsız yaşam hareketi" vardı. Şimdi yabancılarda bu başladı ve yaygınlaşıyor.
Bu hareketin öncülerinden biride Colin Beaven ... diyorlar bence değil hayır değil diyorum.  "Ambalajsız yaşam hareketi" nin öncüleri benim atalarımdı yıllar önce böyle yaşamışlardı . Johnson , Kennedy , Sam  amcalar değildi. Hasan amcam , Mehmet emmim , Ali dedem Ayşe ninem , Emine teyzemdi. Bunlardı öncüler bunları neden yazıp okumuyoruz , konuşmuyoruz.  Onların kullandığını   günümüzde kullanılır hale getirmiyoruz.  Plastik kaplar , poliüretan sağlıksız ambalajlar , naylon poşetler kullanarak  doğayı , çevreyi  , kentimizi neden kirletiyoruz.
Beaven , bir yıl boyunca çok az atık üreterek yaşamış. Yaşadıklarından edindiği tecrübeleri kitap ve film
haline getirmiş. Colin Beavan bu şekilde yaşamanın aslında çok daha sağlıklı , huzurlu bir hayat da beraberinde getirdiğini söylemiş.  Colin Beavan  "Ambalajsız yaşam hareketi " ambalajsız ürün almaya karar verdiniz zaman ister istemez daha taze gıda ve ihtiyacınız kadar tüketildiğini iddia etmiş. Ve buda maddi ve fiziksel sağlılığımıza olumlu etkilediğini belirtmiş. 
İşte bende diyorum ki ; Benim atam atık üretmeden yaşadı , çevresine kirletmedi . Temizlik temizlemek değil kirletmemektir dedi.
Örnek almak elbette güzel bir şey ama özenti yapmadan kendi aklımıza kendimiz kullanalım. Her şeyi dışarıdan satın almayalım.  Kendi ülkemizde kendi imkanlarımızla yaşayalım. Akademisyenlerimiz ambalajlı ürünlerin bir çok kötü hastalıklar oluşturduğunu iddia ediyorlar. 
Diş macunların deterjandan farkı olmadığını söylüyorlar . Sirkeli , sodalı limonlu  ballı temizlik yapmak varken niye milyon dolarları heba edelim. Yinede Türk kültüründen vaz geçmeyelim.
Belki bazı okurlarımız küllü suyu kullanalım diyecekler ama , belki geçmişteki gibi değil ama onunda günümüz de kullanım şekli bulunacaktır. Yine pervazsızca söyledim  Söylemeye de devam edeceğim.
"YEŞİL TİRE (TÜRKİYE) TEMİZ ÇEVRE , SAĞLIKLI İNSAN , GÜRÜLTÜSÜZ ŞEHİR, HUZURLU KENT İÇİN EL ELE "
İçeceklerimiz şişeye , Yiyeceklerimiz sepete , Erzaklarımız bakliyatlarımız keseye . Sebzeler kese kağıdına.  Elveda poşete. Elveda plastiğe.  Buyurun geri dönüşüme.
Sağlıkla  kalın.  Huzurla yaşayın .
SÜLEYMAN ÖVÜL -ABALI ZEYBEK EFE
TİRE ÇEVRE KORUMA VE YEŞİLLENDİRME DERNEK BAŞKANI