Size bir soru sorayım; 100 yıl önce dedenizin İstanbul’da, diyelim ki Taksim de 100 dönümlük alanda içerisinde iş hanları olan geniş bir arsası varmış. O mülkü dedenizin elinden hile ile o dönemin kabadayıları ele geçirmişler. Şimdi de Tire’de ki arsanızın üstüne inşaat yapmak üzere sizden arsayı kat karşılığı talep ediyorlar. Tavrınız nasıl olur du?...
Bu sorunun cevabının herkesin ruh yapısına ve kişiliğine göre değişebileceğini tahmin etmek zor değil.
Ama sizi 100 yıl geriye götürüp,düşünesiniz diye dedelerinizin size ulaşmayan mülkleri için beyinlerinizin kıvrımları arasındaki hafıza kutunuza çengel attım.
Şimdi gerçekten 100-150 yıl gerilere gidip Devlet-i Aliye’ nin sınırları içinde olan Orta- Doğu’da neler olup bittiğini kısaca göz gezdirelim. Bugün Orta-Doğu’nun neden yangın yeri olduğunu, terörün anarşinin savaşların merkezi seçilmesinin hikmetini anlamaya çalışalım.
Hiç sınır bağı olmayan binlerce km uzaklıktaki Amerika’nın, İngiltere’nin, Fransa’nın Almanya’nın, Rusya’nın buralarda ne işleri olduğunu kavramaya çalışalım. Yahudilerin buraya nasıl mesken edildiğini, İsrail devletinin ne zaman ve neden burada kurdurulduğunu tarihten soralım. Türkleri buralardan niçin uzaklaştırmak istediklerini, İslam coğrafyası ile aramıza sur çekilmek istenmesinin arkasındaki gerçekleri öğrenmeye çalışalım.
Bu çok karmaşık uluslar arası kanlı satranç oyununun hileli labirent odalarında boğulmamak, çok bilinmeyenli denklem hesapları gibi kafamızı karıştırmamak için detaylara sapmadan net resim oluşturmaya çalışalım.
Tarihsel hakikatleri saptırmadan cesaretle ortaya koyarken neticelerini ve günümüzdeki yansıyan gölgelerini beraber yorumlamaya gayret edelim.
İşte size 34cü Osmanlı Padişahı Sultan 2ci Abdülhamit Han tarafından tespit ettirilerek haritada çizilmiş; Diyarbakır, Mardin, Kerkük ve Mezopotamya’ da ki 65 adet petrol rezervlerinin Haritası(3).
(1901’de hazırlanan) bu haritaya bakarak neler kaybettiğimizi, nasıl kaybettiğimizi hayal edin.
Sultan Abdülhamit Han Hazine-i Hassadan yani Padişahın şahsi malından ödenek ile yaptırdığı Alman maden mühendisi Paul Broskoph ve Habip Necip Efendi yönetimindeki araştırma ekibi yukarıdaki haritayı 114 yıl önce (1901’de) hazırladı.
Hangi emperyalist güçlerin buralarda enerji imparatorluğu kurmak için kan ve gözyaşı akıttığını düşünün. “Bir damla kan bir damla petrol” sözüyle İngiliz Avam kamarasında Orta-Doğu petrolleri için verilen savaşı özetleyen Churchill’i hatırlayın.
(Haftaya derin konulara gireceğiz..)