Yaklaşık bir aydır Ankara’dan İstanbul’a yürüyen bir parti lideri yalnız Türkiye’nin değil dünyanın da ilgisini üzerine çekmeyi başardı. Tek başına başlattığı bu eylem her gün gittikçe büyüdü. Aynı dert sahibi kişiler onu yalnız bırakmadı. Yüz, bin derken yürüyenler on binlere ulaştı. 19 km tutan bir etabını bile, bir kişinin yürümeyi göze alamayacağı 25 gün süren yürüyüşü aksatmadan, sıcak, yağmur demeden, 4 çift ayakkabı eskiterek bitirdi. Hem de 3 milyon kişinin kendisini coşkuyla bekleyen Maltepe Mitingi ile. Helal olsun demekten başka ne denir ki.
Yürüyüşe başladığı günlerde cumhurbaşkanı, başbakan, iktidar ve yandaş basının alaycı, eleştirici sözlerine hepimiz tanık olduk. “Adalet sokakta değil, mecliste aranır.” Sizin 15 Temmuz'dakilerden ne farkınız var! Onların F-16’ları vardı, sizde yürüyüş yapıp akşam karavanlarda dinleniyorsunuz. Yapılan iş yasal değildir. 15 Temmuzu yapanların sonu belli, mahkemeler devam ediyor. Yollarda yasal olarak yürümeniz hükümetimizin bir lütfudur” “Kılıçdaroğlu Maltepe'ye hızlı trenle gidebilir. Niye kendine eziyet ediyor.” “Lafta adalet için yürüyorlar ya; sorsanız adalet nedir diye, iki kelam edemezler.“ “Bu yürüyüş CHP’nin bonzaisidir. CHP ile HDP’nin bir seçim ittifakı yürüyüşüdür.” vs.
Cumhurbaşkanı yürüyüş için France 24 kanalı muhabirine ne dedi biliyor musunuz? “Yürüyüşü Maltepe'de bir mitingle noktalayacaklarını söylüyorlar. Şiddet yaşanmadığı takdirde sonuna kadar izin veririm. En ufak hukuksuzluk olması halinde müdahale olur!” Muhabir bu söz üzerine sanmıştır ki Türkiye'de yürüyüş ve miting yapma iznini Cumhurbaşkanı veriyor. Bu yasal bir yürüyüştür. Erdoğan’ın dediği gibi ellerinde silah yok, uçak yok. 15 Temmuzla kıyaslanması mümkün değil. Şarkılar söyleyerek, saldırmadan, kırıp dökmeden yapılan bir yürüyüş. Daha da ötesi miting alanının bitiminden sonra bizzat katılanlarca temizlendiği bir eylem.
Neymiş, adalet sokakta aranmaz, mecliste aranırmış. 15 yıl boyunca tek başına iktidar oldunuz. Muhalefetin hangi önerisine kulak verdiniz. Fethullah Gülen’e laf söyledi diye Kamer Genç’i dövecektiniz. Biz Fetö’ye laf söylerken hepiniz övüyordunuz. Meclis TV'ye sansür, Gezi Parkı'nda kimyasal silah olan biber gazı ve polisin orantısız şiddeti, 17/25 Aralık öncesi, kendisi ve sonrası dahil AKP iktidarının yolsuzlukları, Nükleer Santral'in çevreye olan etkileri, terör olayları, çocuk tacizleri için komisyon kurulması, paralel yapının araştırılması hep mecliste sizler tarafından reddedildi. Hatta muhalefetin verdiği tüm önergeleri reddetmeye alışık olduğunuzdan kendi verdiğiniz tasarı maddesine muhalefetin “kabul” oyu verdiğini görünce toplu olarak “red” oyu kullanmadınız mı?(taşradaki sağlık personellerinin özlük hakları” ile ilgili düzenlemeleri içeren yasa maddesi AKP oylarıyla reddedildi)
Siz ne derseniz deyin bu eylem tuttu. Türkiye ve Dünya gündeminde birinci sırada. Sokak yanlışsa 15 Temmuz sonrası halkı demokrasi nöbeti diye neden sokaklara döktünüz? Orda demokrasi önemliydi doğru, burada da adalet önemli. Ülkede adalet var mı? Aynı şeyi söyleyen iki kişiden biri içerde diğeri ise başbakan yardımcısı ise(Berberoğlu ve Tuğrul Türkeş); aynı şekilde Bank Asya’dan para çekenlerin bir kısmı içeri atılırken bir kısmı(Nagehan Alçı ve eşi) hiçbir şey olmamış gibi keyif sürüyorsa; Atatürk’e hakaret edenler 3 günde çıkıp cumhurbaşkanına hakaret edenler aylarca içeride kalıyorsa; zamanında Fethullah’a övgüler yağdıran, şimdi “hata ettik Allah ve millet bizi affetsin” diyen siyasi kesim Fetö operasyonuna dahi edilmiyorsa; 13 yaşındaki kıza tecavüz eden onlarca kişi kızın gönlü vardı deyip salıveriliyorsa; 17-25 Aralıkta ayakkabı kutularına paraları Fetö koydu deyip daha sonra o paraları geri alanlar hakkında “madem para sizin değil, neden paraları faizi ile geri aldınız” diye işlem yapılmıyorsa bu ülkede adalet yoktur. İşte Kılıçdaroğlu yürüdü diye eleştireceğinize, neden yürüdü diye bir düşünün.
Bir sözüm de "Türk yargısı son 50 yılın altın devrini yaşıyor" diyen Doğu Perinçek’e. Sen içeride iken yargı kötü idi, şimdi mi iyi oldu? Fetöcüler yargılansın, tamam, ama sen de o 50 yıl içinde yargılandın bunu unutma. O zaman seni CHP vekilleri yalnız bırakmadı. Hayrola Bahçeli’den sonra sen de mi başkan yardımcılığı için sıraya girdin. Ancak aldanırsın. Sana hiç yakışmadı desem yanlış. Seçimler boyunca hep CHP’yi eleştirdin. Ne kazandın? Çok yazık. Tıpkı gerçek MHP’lilerin Bahçeli’ye tepkisi gibi seçmenin de sana tepkili bilesin.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi şöyle buyurmuş: “Biz yollar yapıyoruz, teröristler yürüsün diye değil." Birincisi o yolları benim maaşım daha elime geçmeden kestiğin vergilerle yaptın. Milletin a.sına koyan, senin vergi borcunu sildiğin kişinin parası ile değil. Yapılan yolları babanın malı sanıyorsun herhalde. Gerçek teröristler yollara mayın döşerken görmezden gelenler şimdi kalkmış adalet yürüyüşü yapanlara terörist diyor. Biz vatan hainlerine terörist diyoruz. Vatandaşı için adalet arayışında olanlara değil. O adalet bir gün size de lazım olacak.
Bir insanın hayatını anlamlı yapabilecek, bir ülkeyi yaşanabilecek bir yer haline getirecek yegâne kavramlar. Hak, hukuk, adalet. Ne diyeyim, umarım sadece benim değil, bu söz muhataplarının da beyninde yankılanır, bilinçaltlarına yerleşir de hak, hukuk ve adalete uygun kararlara imza atarlar.
Saygılarımla, hoşça kalın.