Kul hakkı mı? e zaten bu hak insanlığın var oluşundan beri var, ama günümüzde sadece adı var kendisi yok. Bayağı geçmiş yıllarda kardeşlik hakkı, kul hakkı, komşu hakkı, göz hakkı gibi bir takım güzel örf ve ananelerimiz vardı, daha eskiden ise Osmanlılarda bu hak öyle önem arz eder olmuş ki iftar verilen kişiye dişlerinin yediği yemekten dolayı ”diş hakkı” adı altında o oranda ayni yardım yapılırmış.
İşte şimdide bu örnek davranışların eti yerine ancak kemiğinin pis kokuları süluk ediyor, arabalar saygısızca park ederek yayanın, yaşlının hakkına girer, motosikletler hikmeti ne ise sanki mağarada çalışır gibi ses çıkartır, kahvehaneler sandalyalarını kaldırımlara manken gibi sıralamış, bazı esnaflar hatta masa koymuşlar, sözüm ona bazı bakkal, züccaciyeciler ise neredeyse yola sergi açacaklar, ey esnaf kardeşim o güzergahı kullanmak isteyen yayalar, yaşlılar, çocuklar ve kısaca vatandaşın nereden geçmesini düşünüyorsunuz? tabi tepki gösteren yok, olsa komşu darılacak, ahbap çavuş ilişkilerinin ceremesini çeksin garibim vatandaş, bu arada zabıtanın bu konuda fikrini almak lazım, ne düşünüyorlar? niçin müsamaha gösterirler, yoksa bu yapılanları halka hizmet çerçevesinde mi? kişilerin hakkını kullanaların hakkınımı değerlendiriyorlar.
Artık bunuda kendi vicdanlarına bırakıyorum. Günümüzde adını zikrettiğimiz sorunlar artık sıradanlaşıp meşru hale geldi. Birde sebebini henüz çözemediğim gece korna çalmak, hangi trafik kuralında, kitabında var bilmiyorum hatta yasak ama apartmanın kapısına gelinir korna ile iletişim kurulur, bu arada kornaya mukabil yukarıdan ”geliyorum ya patladınmı ”nidaları bir şölen havasına dönüşür. Kimse kimseye konuşma hakkı tanımaz, herkes beni dinlesin edasında bencilliğin üst seviyesine hizmet ile meşgul, yalnız bu saydıklarım belli bir yaş grubuna değil tüm kesime ait bir sosyal deformasyon.
Meşhur rivayettir şu kıssa, esnafın biri o gün yeteri kadar dükkanında satış yapar,kendisince limitini dolduran esnaf daha sonra alışverişe gelen müşteriye _ Ben bugün yeterince satış yaptım komşum siftah yapmadı alışverişinizi oradan yapın, örneğini bakın günümüzde neler aldı? yoldan geçenleri adeta kolundan çekerek dükkanına müşteri davet etmeler, bir dükkan iyi iş yapıyor diye ”serbest piyasa adı altında hemen yanına aynı dükkanı açma, büyük şehirler de ise minibüslerin bir fazla yolcu alma uğruna arkadaşının önüne kırmalar, bakın bu davranışlarda bulunanlar birde sözüm ona arkadaşlar,düşünebiliyormusunuz öyle bir hal almışık ki 112 ACİL AMBULANS hizmet aracını takip eder duruma gelmişiz, hatta görevlilerini bile sorgular hale geşmişiz pes doğrusu, peki bu düşünceler kul hakkı değil mi? Suizan değil mi? İnşaallah o aracın müşterisi olmayız, ama unutmayalım ki sağ olan herkes o araca binmeye aday.
Hamalın birine zenginin biri gelir derki_Ben öldüğüm gece kabirden çok korkarım, ilk gece bana refakat edermisin? teklifini fukara hamal bu işi para karşılığı yapacağından hemen düşünmeden kararını evet olarak verir, gün gelir malum kişi vefat eder, hamalı da vasiyyet gereği bir geceliğine mezara alırlar, gece olur sorgu melekleri(münker ve nekir)derler ki önce sorguyu şu canlıdan başlayalım diğeri nasılsa ölü o garanti, derken hamala sorarlar bu omuzunda ki ip nedir? nereden aldın? kazandığını nasıl harcadın? soruları artık hesabı zor sorulara dönüşür, hamal der ki ben bu gece bu meftaya refakat için geldim ve hiç ummadığım bir ipin hesabını vermekte bile güçlük çekiyorum, diğerlerinin hesabını nasıl veririm diye bir çabayla mezardan kendini dışarı atar.
Değerli dostlar onun için hesabını verebileceğimiz, sorguları rahat cevap vereceğimiz davranışlar ancak toplumdaki birliği, beraberliği ve mutluluğu sağlayacaktır.
SAYGI ve MUHABBETLERİMLE…