“Kapıda Vize” uygulaması ile gündeme gelen ve yaz sezonuna damga vuran Yunan Adaları tatili gündemdeki yerini ve cazibesini hala koruyor.
Özellikle kıyı kesimlerde, tatil beldelerindeki pahalılıktan yakınan vatandaşlar soluğu tur şirketlerinin Yunan adaları programlarında alıyor.
Yunanistan Hükümeti gerçekleştirdiği bu tarihi hamle ile turizm sektöründeki en yakın ve dişli rakibi olan ülkemize büyük bir çalım attı.
Vatandaşlarımız daha uygun fiyatlara daha nitelikli tatili kulaktan kulağa fısıldarken maalesef kadrajın dışında kalan alan bize güzel şeyler anlatmıyor.
İki ülke arasında neredeyse “Balayı” derecesinde ilişkilerin olduğu şu günlerde Yunanistan Hükümeti Batı Trakya’daki azınlık Türk okullarını çeşitli bahanelerle kapatmaya devam ediyor.
2011 yılında eğitimde reform hamleleri adı altında bu kapatmalar hız kazanırken 1995 yılında 231 olan okul sayısı günümüzde 86’ya kadar geriledi.
Rodop şehrinde; Hacıören, Keziren ve Poyamlar İlkokulları; İskeçe şehrinde ise Karaköy İlkokulu son süreçte kapatılan okullar arasında yer aldı.
Yunan makamları kapatma işlemlerine gerekçe olarak mevcut yetersizliklerini öne sürse de bu okullarda eğitim öğretim gören Türk aileler durumun asla bu şekilde olmadığını oluşturulmak istenen bu algının aksine, Türk öğrencilerin eğitim öğretim sürecine engel olmanın ve dolayısıyla bir asimilasyon sürecinin temel hedef olduğunu ifade ediyorlar.
Batı Trakya’da eğitim öğretim gören Türk öğrenciler ve aileler Yunanca ağırlıklı müfredattan, Yunan kitaplarının aksine güncel olmayan Türkçe ders kitaplarından, okullardaki ağır fiziksel yetersizliklerden ve neredeyse tehdit boyutuna ulaşan mahalle baskısından oldukça şikâyetçi.
Bu noktada anlaşılıyor ki büyük bir yaz tatili geliri bıraktığımız komşumuz bizim için perde arkasında “Turkolar” yargısından vazgeçmiş değil.
Bu şartlar altında biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına düşen ise sadece yeme, içme ve eğlence değil kadrajın dışında dönen asıl filme odaklanmadır.
Daha bilinçli tatiller geçirmeniz dileğiyle.