Yine bir acı haber, yine katliam. Kana doymayanların daha da doymayacaklarının ifadesi. Barış istemekten başka ne suçları vardı? Yurdun dört bir yanından oraya gitmeye mecbur muydular? Tek amaçları kendilerinden sonra gelecek nesillerin barış içinde yaşamalarını sağlamaktı. Bunu bile çok gördüler. Ankara’da cumartesi günü 95 kişi(bu da şüpheli.) öldürülmedi, barış öldürüldü, barışın geleceği yok edildi. Nereye gidiyoruz? Allah kahretsin. Milyonlarca kez lanet olsun.
Bu ortamı kimler yarattı, hepimiz biliyoruz. PKK belası yanında uygulanan yanlış politika yüzünden bir de IŞİD başımıza bela edildi. Esat ülkesini terör örgütlerine karşı savunuyor. Sizin PKK’ya karşı savunduğunuz gibi. Bize ne Mursi’den, Esat’tan? Hiç mi tarih okumadınız? Hiç mi Atatürk’ün dış politikasını örnek almadınız? “Yurtta barış, Dünyada barış” sözününiye ilke edinip örnek almadınız? Bu IŞİD’i kim yarattı? Irak’a, Suriye’ye karışmasanız, IŞİD terörünü beslemeseniz bu olaylar olur muydu?
Söylemleri ile ülkeye kin tohumları atıp toplumu bir birine düşürenler; “400 vekil verseydiniz bunlar olmazdı” diyenler; halk gerçekleri görmesin diye basına sansür koyup olayları yayınlamayı engelleyenler; önce erken seçim deyip, kaybedeceklerini anlayınca seçimi erteletmek için her yola başvuranlar; ortalıkta kan gövdeyi götürürken, anketler yaptırıp halâ oy peşinde koşanlar; bu tür olaylarla halkın gözünü korkutup seçimlere katılma oranını düşürmeye çalışanlar; geçmişlerinde yaptıklarının hesabını vermekten korkanlar; sudan bahanelerle muhalefet liderine hükümet kurma görevi vermeyip hükümet kurulmasını engelleyenler; hükümet kurma aşamasında yaşananları halka yanlış aksettirenler(koalisyon teklifimize hayır dediler yalanı); miting alanında gerekli güvenlik önlemini almayanlar(üstleri aranmadı mı ki bunca patlayıcı ile miting alanına girdiler?), tweet atanları yakalamak için gösterilen çabayı miting alanında göstermeyenler; gazete basanları, gazetecileri hedef gösterenleri ödüllendirip divan heyetine seçenler; gerçekleri yazan gazetecileri hapse mahkûm ettirip, gazeteci dövenleri serbest bırakanlar; “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesini hiçe sayıp tüm komşuları ile düşman olanlar; “Rusya Suriye’ye komşu mu? Ne işi var Suriye’de?” deyip, İncirlik üssünü komşu olmayan ABD’ye açan coğrafya bilgisi olmayanlar; tarihten ders almayanlar(27 Mayıs, 12 Eylül öncesi de aynı olaylar yaşandı, ülkenin her yerinde olaylar çıktı, toplum ikiye bölündü); terör örgütlerini besleyenler, terör örgütlerine “bu terör örgütüdür” diyemeyenler; yeri gelince “Seçim hükümetiyiz” deyip kenara çekilen, çıkarlarına uygunsa “Gerçek hükümet” gibi kararlar alıp binlerce atama gerçekleştirenler; kişisel çıkarları için gözleri kararıp her şeyi göze alanlar; herkesi düşman görenler; zamanında terör için komisyon kuralım önerisini reddedip, burunlarından kıl aldırmayan, iş işten geçtikten sonra “Birlik olalım” çağrısını yapanlar; terör örgütüne her türlü taviz verip “aldatıldık” kılıfına sığınanlar; “Kendi kanlarında boğulacaklar” tweet’ini atanları hala partisinde barındıranlar; “Yetmez ama evetçi” sözde aydın liberaller; olayı normal göstermeye çalışıp “Ortadoğu’da bunlar her gün oluyor. Irak’ta 60 başka yerde 100 kişi mesela. Biz de Ortadoğu ülkesiyiz” diyenler; 7 Hazirandaki tabloyu değerlendiremeyip her şeye “hayır” diyenler; ÜLKE İÇ SAVAŞ EŞİĞİNDEYKEN MECLİSİ TATİL EDEREK MAAŞLARINI ALIP KEYFİNE BAKANLAR.
Bu tabloyu siz yarattınız. Hepiniz az-çok suçlusunuz. Hele bir yandaş gazeteye ne demeli. Diyor ki: “Talimat Esad’dan Bomba PKK’dan” Orada kimler çoğunluktaydı? HDP’liler ve Sosyalistler. Hani HDP PKK yandaşı idi. Yani PKK kendisini savunan HDP’yi mi vurdu? Bu olayı gerçekleştiren büyük ihtimalle IŞİD. Saptırmayın. Ve bu canavarı yaratan da, besleyen de kim, belli.
Bir sözüm de İçişleri Bakanı ve güvenlik güçlerine. 2007’de Cumhuriyet Mitingleri yapıldı. Kuş uçurtulmadı. Herkesin üzeri arandı. Pankartlarımızın sopaları bile alana sokulmadı. Ve kimsenin burnu kanamadı, bir cüzdan çalınmadı. Emniyet güçlerimizin tavrı da üzücü. evladını, eşini, babasını, kardeşini kaybedenler, yaralılar alanda. Niçin üstlerine biber gazı, tazyikli su sıkılır. Provoke eden varsa onun peşinden git, onları yakala. Biraz sağduyu lütfen.
Sayın cumhurbaşkanı, sayın başbakan, sayın bakanlar! Neden ülke içinde ve dışında her gittiğiniz yerde halktan büyük tepki alıyorsunuz? Neden cenazelerden kovuluyorsunuz? Size pet şişe fırlatılıyor? Neden çoğunluk sizi sevmiyor? Şapkanızı önünüze koyup bir düşünün. Ha % 40 seviyor diyorsanız, gittikçe o rakam da azalıyor. Bu uyarımın haklı olduğu yakında ortaya çıkacak, hiç şüpheniz olmasın. Bu acı olay bir başka ülkede olsaydı bırakın içişleri bakanını, hükümet istifa eder, hatta Japonya ve Kore gibi ülkelerde sorumlu kişiler intihar ederdi.
Bu arada dün yaşamını yitiren ülkemizin onur duyacağı büyük sanatçı Levent Kırca’yı kaybettik. Demirel’in verdiği “devlet sanatçısı” unvanı iktidarca elinden alındı. Oyunları sahnelerde engellenmeye çalışıldı. “Olacak O Kadar” oyunu yasaklandı. Yıkılmadı, eğilip bükülmedi, dimdik aramızdan ayrıldı. Allah rahmet eylesin. Sanat dünyasının başı sağ olsun.