Gün ışığından daha fazla istifade edebilmek adına 2 tarifede uygulanan saat planlamaları ülkemizde 26 Mart 2016 tarihinde yürürlüğe giren kararname ve Resmi Gazete ilanıyla birlikte "Kalıcı Yaz Saati" uygulamasına sabitlendi.
Uygulamanın tek bir saat planlamasına sabitlenmesinde "Mevsimsel gün ışığı değişimlerinden faydalanma" ve "tasarruf" gibi gerekçeler ön plana çıkarken, bu gerekçelerin uygulamada karşılığını bulamaması, bilakis; gün ışığından daha az istifade ve israf gibi olumsuzlukların gündeme gelmesi büyük bir tezat oluşturuyor.
Özellikle kış mevsiminin kendini göstermesiyle birlikte tam gün okula giden öğrenciler tek saat uygulamasından kaynaklı mental ve fiziksel yorgunlukla baş etmek zorunda kalıyor.
Sabah erken saatlerde, hava aydınlanmadan başlayan okul yolculuğu yine havanın kararmasıyla birlikte sona eriyor.
Küçük yaştaki öğrencilerde davranış örüntülerinde ve duygu durumlarında bozulmalara sebebiyet veren "karanlık" ,yetişkinler için de günlük rutini olumsuz etkileyen en önemli değişkenlerden.
Tekrar iki programlı saat uygulaması talepleri ise maalesef yetkili ve ilgili mercilerde karşılığını bulamıyor.
Rusya, Belarus,Arjantin ve Fas gibi ülkelerde uygulanan kalıcı yaz saati uygulaması kimi çevrelerce ülkemizin "Batı" dan kopuşunun göstergelerinden biri olarak görülüyor.
Tüm politik gerekçeleri bir kenara bırakırsak çocuklarımızın fiziksel ve ruhsal gelişimi için kış saati uygulamasının gerekliliği su götürmez bir gerçek.
Karar mekanizmalarının bu gerçekliğin farkına varmaları ve hızlı bir şekilde süreci yapılandırmaları en büyük beklentimiz.
Ancak tüm bu gerekçelendirmelere rağmen verilmesi beklenen bu rasyonel kararın yakın zamanda verilmeyeceği ve bu sistem üzerinde saat uygulamasının devam edeceği öngörülüyor.