Yine bir yılın Nisan Ay'ı.
Bahar'ın yanına kutlu doğumun eklendiği ay.
İnsanlığın çifte bahar yaşadığı ay.
İslam dininin Peygamberi olan Hz. Muhammed S.A.S' in Hicri Rebiülevvel 12'si olan doğum günü, Miladi 20 Nisan olarak kabul edilir. Peygamber Efendimiz gerek henüz dünya'ya gelmeden ve gerekse dünya'ya geldiği günden kendisine Peygamberlik verilinceye kadar beklenen kurtarıcıydı. Vuku bulan mucizeler onun geleceğini işaret ediyordu. 40 yaşına kadar karşılaştığı olağan üstü olayların ardından Hira mucizesi Peygamberliğin İptidası olmuş, insanlığa rehber sunulan bu başlangıç tarihe altın harflerle “Furkan” mucizesi olarak yazılmıştı.. Artık insanlık yalnız, çaresiz kimsesiz ve çıkmazda olmayacaktı.
Böyle bir peygamberin ümmeti olmak en büyük nimet ve zenginliktir.
Peygamberin (as) hayatı Kuran'ı tebliğ ve tebyinle geçmiş ömrünün her safhasını örnek teşkil edecek şekilde yaşamıştır.
Elbette her Peygamber gibi ismet sıfatına mazhar olan Allah'ın Resulü tüm kötü huy ve davranışlardan arındırılmış fakat karşılığında biz insanların muhatap olduğu imtihanlardan daha ağırına talip olmuş, her imtihanını sabırla sonuçlandırmıştır.
Hz. Muhammed evrensel bir dinin peygamberidir. Kibir ve gururlarına yenik düşerek onu inkar eden düşünceler dahi bunun farkındalar. Ruh dünyalarındaki hırs ve enâniyet gözlerini perdelemiş kulaklarını hepten sağır etmiştir. İman ile asla bağdaşmayacak olan bu görüş ve düşünceler için hidayet duamız elzemdir.
Ancak asıl acımız. Müslüman eliyle ümmetin, ümmete vurduğu darbelerdir.
Kerbelaların tekrardan yeryüzünde vuku bulmasıdır. İslam aleminin arasına yeniden rücu etmesidir.
Müslüman ülkelerde meydana gelen kaoslar, Arap ülkelerindeki zengin fakir ölçüsüzlüğü ve emirlerin duyarsızlığı, öldürülen ve ölenlerin, zalim ve mazlumların Müslümanlardan oluşu ve nice esef verici peygamberi incitici, üzücü olaylar, peygamberin başta olmak üzere ümmeti yanıp tutuşturan bir yaradır. O'nun bize miras bıraktığı İslam ahlakına bir darbedir.
Her yıl kutlu doğum ayında en büyük temennimiz kıyamet vuku bulmadan tüm Müslümanların ümmet olma bilincine varmaları ve Ahir zaman İslam ümmetinin sayısının çoğalması yönündedir.
Günümüzde birçok İslam’ın özünde olmayan yanlış fikir ve görüşlerin insanların zihnine İslam adı altında empoze edildiğine şahit oluyoruz. Halbuki ilim; insana ışık tutan en büyük cevherdir. Peygamberi ve ümmetliği Kuran'ı ve kulluğu en iyi yine Kur’an ve sünnetten öğrenebilir anlayabiliriz. İlmin (Hadis Tarihi ve usulü) Işığında akla ve mantığa uygun her hadis sahih, Kur’an ayetleri ise asırlardır güvenilirliğini kaybetmemiş bir kitaptır, rehberdir.
Kutlu doğum programlarının amacı ise Peygamberi anma ve anlama ölçüsünü aşmaması gerekir. Bu amaçla toplanan kalabalıkların hiçbir farklı niyet amaç ve ideolojiye alet olmadan birlik beraberlik içerisinde tam bir halis niyetle peygamberi anmaları, ona olan en büyük bağlılığı ve saygıyı ortaya koyacaktır. İdealimiz sağduyulu bir peygamberin, hassas bir ümmeti olma yolunda ilerlemek olmalı. Toplum olarak peygamberine dinine vatanına karşı en saygılı bireyler yetiştiren ebeveynler, eğitimciler, öğretmenler görmek istiyoruz.
Kutlu doğumun ülkemize ve tüm İslam alemine çifte baharlar getirmesi temennisiyle Allah'a emanet olun..