Üç kışlık,üç yazlık sineması olan kaç kasaba vardır Cumhuriyet Türkiyesinde? Turneye çıkıp da bu salonlarda konser vermeyen müzisyen, oyun oynamayan tiyatrocu yoktur. Seha Gidel gibi tepeden tırnağa Tireli, has, olağanüstü bir sanatçı, Halil Çulhaoğlu gibi çelebi, hoşgörülü, alçakgönüllü kültür bakanı yetiştirmiştir Tire. Ve daha nicelerini…
Kentlerde yaşanabilirlik,kentte yaşayanların günlük yaşam içinde ihtiyaç duydukları sağlıklı çevresel şartlarla,yaşam kalitesiyle ölçülür.IMF’nin dayatmalarıyla tarım ve hayvancılığa sırt çeviren hükümet politikalarına rağmen tarımsal sanayi kentine dönüşmeyi başarmıştır Tire.Çevre kentlerden hasta kabul eden tam teşekküllü Devlet Hastanesi,Türkiye’nin en büyük yerel ürünler pazarı,saymakla bitmez tarım ürünleri,özgün ve zengin mutfağı,birbirinden güzel park ve bahçelerişaçık ve kapalı spor alanlarıyla yaşam kalitesi yüksektir Tirede.
Türkiye’nin çoğu il ve içesinde kadrosuzluk ve imkansızlzklar(!)nedeniyle Devlet Kütüpaneleri bir bir kapanmış ve kapanıyorken Tirede üç kütpane birden var:Bakım ve onarımı tamamlanmakta olan tarihİ Necip Paşa Kütüpanesi,Şehir Stadyumuyla Havuzlu park arasındaki Halk Kütpanesive Şehir Sineması’nın altındaki İnteraktif İbni Melek Kütüpanesi.Kütüpanelerdeki yayınlardan dilediğiniz gibi yararlanabildiğiniz gibi üye olup kitapları eve götürüp de okuyabilirsiniz.Bedava.Kimlik ve telefon numaranız yeterli.Üstelik İnter aktif Kütüpane modern kütüpaneciliğin bütün özelliklerine sahip.Anlatmakla olmaz şgidip görmek lazım.Fakat ne yazık çoğu hemşehrimizin bu iki kütpaneden haberi yok.Lütfen,lütfediniz kütüpanelerinize gidiniz.Hatta çolluk çocuk üye olup sunulan olanaklardaan yararlanınız.Su parayla ama Tirede okumak bedava!Yalnız nedense Pazar günü kapalı kütüpaneler.Öğrencilerin yararlanacağı gün.Oysa Salı gününe kaydırılsa hem öğrencilerşhem personel memnun our.Ya da öğrenim süresince Pazar günü açık,okullar kapanınca kapalı olabilir.Kütüpane yönetiminin bunu bir dilekçe kabul edip uygun bir çözüm bulmasını diliyoruz.
Her insan hayata,varoluşa, kendi varlığına dair sorular sormak,yanıtlar bulmak ihtiyacındadır.Sanat,sanatsal faaliyetler kendimizi ve hayatı tanımamızı sağlayan dehşetli bir iksir,bir mucizedir.İşte tam burada nedense bir dinginlik,bir durgunluk var Tirede.Tarihi boyunca ilim,kültür ve sanatın her alanında insan yetiştiren Tire şimdi neden durgundur?O parkların,çay bahçelerinin,kahvehanelerin dili olsa da o meddahları,o kukla ve karagöz gösterilerini anlatsalar…PEKİ ŞİMDİ NİYE YOK?Neden hınca hınç dolu çay bahçelerinde,parklarda müzisyenler çalıp söylemez,tiyatrocular oyun oynamaz,şiirler okunmaz?Ağzına kadar dolu kahvelerde çağdaş meddahlar niye hikayeler anlatmazlar?Sokaklarda ressamlar,müzisyenler niye yok?
Orkestra ve tiyatro gruplarının olduğu,Liseler arası bilgi ve şiir okuma yarışmalarının ve bilhassa unutulmaz münazaraların yapıldığı eğitim kuurumlarımıza ne oldu?Hevesli öğrenci mi yok,talimatname mi?Yüksek Okulumuzda sadece CD çalıp langırt mı oynar gençlerimiz?
Belediye Bandosu,Belediye Klasik Türk Musikisi Korosu olmasa konsere hasret kalacağız.Ah, o Şehir,Küçük ve Altunuç sinemaları!..Yeni girişimciler olmayıncaiki sinema salonunu birden hizmete sunmuş Belediye.Böylece vizyondaki filmleri izlliyor Tire’liler.Belediyemizin saygıya değer diğer bir girişimi de İstasyondaki Hangarlardan birinde resim,seramik,heykel,cam işleme gibi ücretsiz kurslar tertiplemesidir.Gelin görün ücretsiz olmasından mı ne,katılım hayret edilecek kadar az.
Belediye Tiyatro Grubu’nun Çanakkale Harbi anısına 18 Martta sunduğu etkinliğe gösterilen inanılmaz yoğun ilgi,Ttire’lilerin tyatroya hasret kaldıklarının adeta bir feryadıydı.Daha büyük salonlara ihtiyaç olduğu açık.Keşke o canım tütün depoları bu amaç için kullanabilse.Belliki Sarvanlar böylesi girşimleri önemsemiyor..Fakat,Göletde amfi teatre olsa ne olağanüstü olurdu.Türkiyeden,dünyadan çeşitli sanatçılsrın,gençlerimizin,her yaştan hemşehrimizin burada etkinliklerde bulunduğunu tahayyül edbiliyormusunuz…Oyunlar oynanıyor,şiirler şarkılar okunuyor,gitar ve neyden çıkan sesler Çehov’un,Shakespeare’in ,Reşat Nuri’nin,Cevat Fehmi’nin sözcükleriyle dansediyor.Lütfen ısrar etmeyin,daha fazlasını anlatmaya kalbim dayanmaz…
Peki bu nasıl olacaktır?Beledyemizin imkanları belli.Malum olduğu hükümetlerimizin duble yol yapmaktan kültür evi,konser ve tiyatro salonu,kütüpane yapmaya vakti yok.Öyleyse?..
Çözüm Tirelilerde.Unutmayalımki kitapları kaynakça olarak aranan Munis Armağan,Yılmaz Göçmen,elliyi aşkın öykü ve romanıyla ülkenin her yerinde sevilip okunan Hamdullah Köseoğlu gibi yazarlar sırtlarını devlete daqyayıp yazmamışlardır.Ve ne kadar görmezden gelinse de O’nlar tarihe ve edebiyat tarihine mal olmuşlardır bile.Demek böylesi yazarlara,Şenol Filiz,Muammer Ketencoğlu gibi müzisyenlereşYalçın Menteş gibi tiyatroculara ve özzellikle Sselahattin Altunuç gibi girişimcilere ihtiyaç var.
Sanatsal girişimler içinde olmadan ne kendimizin,ne hayatın sırrına ve keyfine varabiliriz.
Tiyatro,konser,sergi salonlarının,galerilerin,kültür evlerinin pıtrak gibi çoğaldığı,eğitim kurumlarında daha fazla sanatsal faaliyetlere yer verildiği,her sokağında ressamların resim yaptığı,müzisyenlerin çalıp söylediği,tiyatrocuların oyunlar oynadığı,şiirler,öyküler okunduğu Tıre hayaliyle.IMF pollitikalarına rağmen tarımsal sanayi kenti olmayı nasıl başardıtysa,kültür ve sanatı yoksayan hükümet politikalarına rağmen,kültür ve sanat kenti olmayı başaracaktır.
Başarmak için istemek gereklidir.TİRE BUNA HAZIR VE LAYIKTIR.