Öncelikle şunu belirterek yazıma başlamak istiyorum. Yaşamım boyunca yalandan nefret eden biriyim. Öğretmenliğim boyunca da öğrencilerime hep doğru ve dürüst olmalarını, yalan söylememelerini, ceza alacak derecede suçlu olsalar bile doğruyu söylemelerinin nazarımda değerli olduğunu aşılamaya çalıştım. Hangi öğrencim olursa olsun fark etmez sorabilirsiniz. Bunun yanında doğru bildiğim şeylerden bugüne dek asla taviz vermedim, vermem de. Hatalı olduğum zaman özür dilemeyi de erdemlik sayarım.
Mehmet Bey öncelikle çamur at izi kalsın sözünü size yakıştıramadım. Ben çamur atmadım. Gerçekleri yazdım, Türkiye’de ve Tire’de Kuran’a el bastırılıp altın ve para dağıtılarak oy istendiğini Mısır’daki sağır sultan bile duydu. Altının verilip Kuran üzerine yemin etmeyince altınların geri alındığı yalan mı? Aradan bunca zaman geçti yazımın üstünden. Şimdi mi akılınıza geldi? Ben hala sözümün arkasındayım. Tanık çıkarırsam ne yapacaksınız, inanacak mısınız? Bu tanıkların yalancı tanık olmadığına namusum, şerefim ve yüce kitabımız Kuran üzerine yemin ederim.
Başbakanlığı döneminde Başbakan’ın attığı çamurların yalan olduğu anlaşıldığında başbakan veya siz hanginiz özür dilediniz? “Türbanlı kızımızın üzerine işediler” dedi. Kanıtlar bunun yalan olduğunu gösterdi. “Camileri CHP ahır yaptı” dedi. Aksine Rumların ahır yaptığı, cami olduğu tespit edilince restore edilip camiye çevrildiği belirlendi. “Camide geziciler bira içtiler” dedi. Zavallı cami imamı böyle bir şey olmadı, deyince kaç yere sürüldü, sayısını unuttum. Bazı cahil kesim “Çevre yolunu yaptılar ama ne halde bir görün.” diye Tayfur Başkana çamur attı. Zavallılar çevre yolunu iktidarın Karayolları Bölge Müdürlüğünün yaptığını bilmeyerek kendi kendilerine komik duruma düştü. Bunların hangisinde özür dilendi?
Kuyumcu konusuna gelince, o kişiyi deşifre etmek istemem. Düşünün ve o kişinin yerine kendinizi koyun. İsminiz açıklansa sizden bir daha o kesimden altın almaya gelen olur mu? Kuyumcunun adı da o kadar önemli değil. Adamın ekmeği ile niye oynayayım. Önemli olan bu altınlar dağıtıldı mı, dağıtılmadı mı? Dağıtıldı ise dağıtanlar bunları kuyumculardan almadı da kendi darphanelerinde mi bastılar? Lütfen mantıklı olun. Rüşvetin belgesi olmaz. Toplum üzerinde öyle bir korku imparatorluğu yaratıldı ki kim işini tehlikeye atıp “Ben dağıttım.”, “Benden altınları aldılar” der.
Sayın Çeltikçoğlu “İlçe teşkilatı olarak gerekli birimimizi kurduk, hukuki önlemlerimizi aldık. Bundan sonra şahsımıza, teşkilatımıza ya da başbakanımıza yönelik yazılacak hakarete varan yazıların peşinde olacağız.” demiş. Ben kimseye hakaret etmedim. Bugüne dek yazdıklarımın arkasındayım. İktidarın hatalarını yazmak sizce hakaret mi? O zaman hiçbir yazar iktidarı eleştirme özgürlüğüne sahip olmasın, yalnızca yağ çekilsin. Eğer bir bakanın “bakara, makara” diye suremizle alay ettiğini, birisine Allah, Peygamber yakıştırması yanlış, diye yazmam hakaretse kabul ediyorum. Siz buna ne tepki gösterdiniz? Dinimizle alay ediliyor, Mehmet Bey. Ve siz hala bu kişileri savunuyorsanız, ben sizin ayrı bir din kurduğunuzu söylüyorum. Dinimizde ve Kuran kitabımızda bunlar yok.
Başbakan için “Keşke Erdoğan 12 yıllık iktidarında Atatürk ve ilkelerine, cumhuriyet değerlerine, laikliğe değer verip toplumun tüm kesimini kucaklasa, önceden yapılmış olan yolsuzlukları kınayıp ailesinin, çevresinin yolsuzluklarına göz yummasa, 200 küsur milyar dolar borçla devraldığı hazineyi 12 yıl sonunda 600 küsur milyar dolar borçlu yapmayıp 50 milyar dolara indirse, devletin kar eden varlıklarını özelleştirmese, seçimleri dürüst, hilesiz adilce yapsa “Helal olsun, bugüne dek en iyi iktidar siz oldunuz, cumhurbaşkanı olmayı da hak ettiniz.” deyip cumhurbaşkanı olarak kabullenir, saygı duyardım.” diye de yazdım(Bkz Cumhurbaşkanı(nız) Hayırlı Olsun 12.08.2014) Okumadınız ise okuyun. Ben vatana, millete hizmet edene neden laf söyleyeyim?
Bana iddialarını kanıtla diyen siz ilçe yöneticileri; madem montaj olduğuna inanıyorsunuz 25 Aralıkta ele geçen ses kayıtları için neden dönemin başbakanına bunun montaj olduğunu kanıtlayın, biz de göğsümüzü gere gere size tuzak kurdular diyelim, dediniz mi? Size göre başbakan derse doğrudur. Doğruysa bunca hâkim, savcı, emniyet müdürü neden değişti? Reyhanlı’da TIR’ların aranmasına neden engel olundu? Gerçeklerin ortaya çıkmasından korkulduğu için mi? Madem hukuk birimi kurmuşsunuz, ben de size bir suç duyurusunda bulunuyorum. Bunun hakkında da araştırma yapın.(Yazılarıma yorum yapanlar yazmış, ben değil). Diyorlar ki “Herkes çaldı, bir de o çalsın.” “Çalıyor, ama yol yapıyor.” “Helal olsun, çalsın, oyum yine ona.” Bunları söyleyenlere de soruşturma açın. Eski başbakanın çaldığını söylüyorlar. Bu bir itiraftır. Bunu da işleme koyun.
Sizden bir de ricam olacak. İktidar partisi burada seçimi kaybetmiş olsa da siz Tirelisiniz. Tire için hizmet verin. Tire için yapılacak güzel şeyleri engellemeyin. Bu kent yıllardır 3.lige çıkalım, takımımızı bu ligde izleyelim, diyor. Ancak stat uygun değil diye maçları başka kente yönlendiriliyor. Buna destek olun. Partiniz belediye başkanlığını kazanmadı ama size oy veren kesim iktidar partisi olarak sizden hizmet bekliyor.
Son sözüm: Özür dileyecek bir şey yapmadım. Yazdıklarımın hepsi doğrudur. Siz gerekeni yaparsanız, biz de gereken şekilde kendimizi savunuruz. Saygılarımla.