Sendikalar çalışanın özlük haklarının iğfal edilmemesi için kurulan bir örgüttür. Canımızı, malımızı emanet ettiğimiz polislerin haklarının zaman zaman gasp edildiğine hepimiz şahidizdir. Ancak olayları yaşayanlar olarak onlar haklarının kanun ve yönetmeliklere rağmen nasıl gasp edildiğini elbette ki bizden daha iyi biliyorlardır. İşte bu yüzden özlük haklarını kanun ve nizamlar çerçevesinde korumak, haklarına sahip çıkmak adına sendika kurmalarında hiçbir sakınca bulunmadığı gibi sendikaların personel haklarını hangi zorlu yollardan geçerek kazandığını anlamaları yönünden ülkemiz için bir gereksinimdir bile. Çünkü eylemlerde karşı karşıya getirildiğimiz kesimdir polisler.
Zafer hasar ister. O yüzden her şeye rağmen atmış oldukları adımdan bu polis arkadaşların bir an bile geri çekilme düşüncesinde olmamaları en büyük dileğimdir. Diğer sendikasız polislerimizin de kayıtsız şartsız bu arkadaşlarımıza destek vermesi gerekmektedir. Çünkü eğer bir hak ihlali bir kanunsuz uygulama varsa sadece bu sendikalı arkadaşlar değil bunun ceremesini topyekûn herkes çekmektedir. Unutulmamalıdır ki “sonunu düşünen kahraman olamaz.” Örgütlü toplum, her zaman, bu gün az da olsa ileride çoğalacağına inandığım bir yaptırım gücüne sahiptir.
Ayrıca çekinmeye korkmaya da zaten gerek yok. Çünkü taa 1921 yılında altına imza koyduğumuz Uluslar arası sözleşmeler en büyük dayanağıdır çalışanların, sendika kurmak için. Çalışıyorsan, emek veriyorsan, risk alıyorsan hakkını da isteyeceksin. Bireysel olarak hak istemek bir sonuç getirmediğine göre örgütlü olarak zorlayıcı tedbirlerle haklarımıza, emeğimize sahip çıkmalıyız. Bunun adı da sendikadır. Sendika kuran ve sendikalı olan Polisimizi canı gönülden kutlar her daim yanlarında olduğumuzu belirtmek isterim.
Bu vesile ile Emniyet teşkilatımızı, kuruluşunun 168. yılı ve son günlerde yapılan “Güven Anketi”nde baş sıralarda yer alması nedeniyle bir kere daha tebrik edirim.
Kalın sağlıcakla