Şimdi sıra sizde

Abone Ol

Bir gazeteci meslek hayatı boyunca birbirinden ilginç haberlere tanık olabilir. Bu olayların içinde gazeteciyi  heyecanlandıran, hayal kırıklığına uğratan yada son derece duygulandıran onlarca haber vardır. Meslek hayatımın henüz çok başında olmama rağmen ben de zaman zaman bu gibi haberlerin içinde bulabiliyorum kendimi.

Çok geçmedi. Daha geçtiğimiz günlerde içinde bulunduğum bir haber beni ziyadesiyle etkiledi. Hazırlayıp sizlerle paylaştığım o habere sevinsem mi üzülsem mi bilemedim.

 Bana bu satırları yazmaya sevk eden haber ise, 1972 yılında Tire’nin Dereli Köyü’nden vatanı müdafa etmek için Amasya’ya giden 20 yaşındaki yiğit delikanlı Cengiz Eker’in ta kendisidir.

Bundan tam 43 yıl önce Tire’den askere uğurlanan Cengiz Eker, görev yaptığı birliğe ait askeri aracın devrilmesi sonucu Şehit olan üç vatan evladından biridir.

Zamanın şartlarını tam olarak bilmediğim için bu konuya yorum katmak istemiyorum. Ailesi o zamanlar Şehit olan evlatlarının naaşını Tire’ye getiremez ve Eker’in naaşını Amasya Şehitliği’nde toprağa verilir. Aynı tarihlerde Şehit Cengiz Eker’in kızkardeşinin vücudunda oluşan tümör ayağının kesilmesine sebep olur ve aile bu dertle bir kere daha sarsılır. Sonuç olarak aile bundan iki yıl öncesine kadar oğullarının Amasya’daki mezar yerini bile bilemez.

Ta ki iki yıl önce Peşrefli Köyü eski muhtarı, oğlunu askerlik yapması için Amasya’daki birliğine götürene kadar. Eski muhtar Amasya’ya gider ve orada tesadüfen Tireli Şehidimizin mezarını bulur.  Mezarı bulan muhtar hemen birkaç fotoğraf çekip Tire’deki annesi Ayşe Eker’e gösterir. Fotoğrafları gören acılı anne 41 yıl sonra Amasya’ya gider ve yıllar sonra evladının mezarı başında dua etme fırsatı bulur.

Bu zamana kadar üç aydan üç aya aldığı 240 lira yaşlılık maaşıyla geçimini sağlamaya çalışan Ayşe Teyze şu anda 88 yaşında. Yaklaşık yarım asırdır görmediği oğlunun mezarını 2 yıl önce bulmuş olmanın verdiği mutlulukla Dereli Köyü’ndeki mütevazi hayatına devam ediyor. Asıl mesele bundan sonra başlıyor.

Özel bir yem firmasında çalışan Melih Kaya isimli duyarlı bir vatandaşımız Dereli Köyü’ne gelir giderken Ayşe Teyze’nin durumunu öğrenir. Ayşe Teyze’nin Şehit Anası olduğu halde kıt kanaat geçinmeye çalıştığına şahit olur. Bu durum karşısında vakit kaybetmeden Tire Sosyal Güvenlik Kurumu’na gider. Durumu Kurum Müdürü Tuğrul Karaca’ya anlatır. Duydukları karşısında oldukça etkilenen SGK Müdürü Karaca, hemen yasaları inceler ve Ayşe Teyze’nin Şehit yakını maaşı alma hakkı olduğunu tespit eder. Müdür Karaca’nın çabaları sonucu Ayşe Teyze’ye 1.346 lira maaş bağlanmakla birlikte TOKİ’kurumundan çok cüzi şartlarla bir ev alabilmenin yolu da açılır.

Yıllar sonra bir Şehit Anası’nın yüzünü güldürebilmek adına, öğrendiği konuyu gerekli makamlara taşıyan Melih Kaya’ya teşekkür ediyorum. Tire SGK Müdürü Tuğrul Karaca’ya da özel çabalarından ötürü ayrıca teşekkür ediyorum. Ülkemizin sizin gibi iş bitiren idarecilere ihtiyacı var.

Yazımın başında da belirttiğim gibi ben bu habere sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Bir yandan yıllar sonra “şehit annesi” haklarına kavuşan annenin mutluluğuna seviniyorum, diğer yandan ise Tireli Şehidimiz Cengiz Eker’i bu zamana kadar tanıyamamış olmanın üzüntüsünü yaşıyorum.

Şimdi gelelim bize düşen görevi üstlenmeye.

Bir Gazeteci ve her şeyden önemlisi Tire’nin bir evladı olarak, yıllar sonra tanıdığımz Şehit Cengiz Eker’in adının Tire’de bir parka, caddeye ya da bir sokağa verilmesini istiyorum. Böylelikle Tireli Şehit Cengiz Eker’i bizden sonraki nesiller de tanımış olacaktır.

Yıllar sonra yüzü gülen Ayşe Teyzemizin, dünya gözüyle oğlunun adının bu şehirde yaşatıldığını görmesi ne büyük mutluluk olacaktır bir düşünün. Buradan Belediye Meclisi’nde grubu bulunan siyasi partilere sesleniyorum. Şimdi görev sırası sizde. Lütfen bu talebi Belediye Meclisi’ne taşıyın. Tireli Şehidimiz Cengiz Eker’in adını bu şehirde hep birlikte yaşatalım.