Sosyal medya platformlarının içeriklerinde müsaade ve teşvik ettikleri çatışma- kutuplaşma kültürü, bu ortamlara maruz kalan bireyleri olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle 9-16 yaş arasındaki çocuklar 2023 Avrupa Birliği Komisyon raporuna göre zorbalık, cinsel istismar ve şiddet içeriklerine daha çok maruz kalıyor ve yaşadıkları kriz durumunu atlatmaları yetişkinlere nazaran oldukça problemli bir süreci de beraberinde getiriyor.
Birçok ülke sınırlandırıcı tedbirlerini uygulamaya koydu bile.
Japonya, İngiltere, Norveç, ABD gibi ülkeler denetim konusunda ağır kalan platformlara rekor para cezaları kesmenin yanı sıra erişim engeli ve kapatmaya kadar varan yaptırım yelpazelerini genişletiyorlar.
Henüz küresel sosyal medya platformlarının temsilcilik gerekliliğini dahi yerine getirmelerini sağlayamayan, bu noktada atılan her adımın “sansür” gargarasında boğulduğu ülkemizde ise Türkiye Büyük Millet Meclisi Çocuk Hakları Alt Komisyonu gerçekçi ve yapıcı adımlar atmaya başladı.
Söz konusu medya mecralarını sınırlandıran ve denetleyen ülkelere gözlemci gönderen TBMM komisyonu, hangi uygulamanın ülkemiz yapısına daha uygun olduğunu belirledikten sonra Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun ifadesiyle 2025 yılı içerisinde bir eylem planı oluşturacak.
Sosyal medya platformlarına yüklenecek yaş doğrulama sistemi ile birlikte kamu bilgilendirme programlarıyla ebeveyn bilinçlenmesi ve etkin iş birliği hedeflenen kapsam içerisinde.
Stratejik, politik, kültürel ve ekonomik olarak çok yönlü bir “şekillendirici/kalıp” olan sosyal medya platformlarının bir an önce kontrol altına alınması ve bireylerin bilişsel duyusal özellikleri dikkate alınarak gerekli filtrelemelerin sağlanması tartışmasız bir gerçeklik olarak önümüzde duruyor.
Sosyal medya mecralarının “sınırsız düşünce ve paylaşım özgürlüğü” sloganının (yalanının) tüm etki alanları ve yönleriyle daha iyi anlaşılabilmesi için “Aile Yılı” ilan edilen 2025’te hızlı ve etkili adımların atılacağı anlaşılıyor.