Siyasilerimizin en küçüğünden en büyüğüne kadar hayallerinde büyüttükleri “makam koltuğu” nun tarifini yapmak  istedim.Çünkü makam koltuğu da siyasi partilerinin bazılarının isim değişikliği gibi çok büyük değişikliğe uğradığını gördüm .Sürçü lisan ettiysem affola…                   

 

TAHTA KOLTUK

Dört ayak, bir oturak

Birde arkalık

Oturak ve arkalık, vernikli parlak

Deri ile kaplı oturak ve arkalık

Tuğla rengi derinin altında  hallaçlanmış  pamuk.

Deri sarı başlı çiviler ile raptedilmiş sıra sıra

Oturmalık ve arkalığa

Hayriye teyzenin altın sarısı dişleri gibi

Masanın arkasında dört ayağının üzerinde duruyordun

Dimdik.

Odacı ön taraftaki iki ayağını hafifçe kaldırıyordu

Temizlik için

Arka iki ayağın yere basıyordu yön değiştirmeden

Masa ya ve karşı duvara doğruydu duruşun

Altını süpürür deri ve ağaç aksamı nemli bezle silerdi

O zamanlar

Ne kadar değişmişsin ?

Dört ayağında yere yapışmış sanki

Tavukayağı gibi hatta tekerlekli

Bir de

Kalın demir burgunun üzerine oturmuşsun

Vidalanarak suntaya

Deri gitmiş kadife gelmiş sarı başlı çiviler de yok

Naylon fitil konmuş

Ve.. dönüyorsun  serçe parmak darbesi ile

Dört ayağın varken döndüremezdi seni hiç kimse

Belli ki değiştirmiş insanlar seni

Beşer şaşar misali

Oturak  kısmına  kimler oturdu?

Kimler yaslandı arkalığına?

Ispartalı Ahmetler, Malatyalı Mehmetler

Ali ler Veli ler

Kadifenin üzerine rahatça oturanlar

Döndürüyorlar sağa, sola,arkaya

Ters bile duruyorsun masaya

Keşke eskisi gibi kalsaydın

Dört ayaklı dönmeden değişmeden

Çünkü sen

O halinle

Hayallerde bile güzeldin……..