Ülkemiz yeni bir seçim arifesinde. Yerel seçimler yaklaşıyor. 30 Mart 2014’te yapılacak seçimlerde, inşallah yine bir hile yapılmazsa, son gelişmeler oylara nasıl yansıyacak göreceğiz. Ülkemizde o kadar olumsuzluk yaşanıyor ki bundan maalesef halkımızın bir bölümünün haberi yok. Çünkü yandaş kanal izliyorlar, yandaş gazete okuyorlar. Orada iktidar ne diyorsa onu duyuyorlar. Bu kesim saf yani temiz kalple olayları gözleyenler. Bir de “iktidar her şeyi doğru bilir, yanlış yapmaz” diye takım tutar gibi inanan, kafasını kumdan çıkarmayan, gerçekleri görmeyen bir kesim var. Bu kesimin bir bölümü çıkarı olduğu için böyle davranıyor, bir kesimi de Atatürk’e, laikliğe ve Cumhuriyete düşman oldukları için eski Osmanlı hayali ile şeriat sevdasındalar. Başbakan ne derse onlar için doğrudur, yalan söylemez, yalanı ve iftirası ortaya çıksa bile yine düşünceleri değişmez. Ona karşı çıkanlar yalancı, yanlış.
Sevgili dostlar, biliyor muyuz ne haldeyiz? Nereye gidiyoruz? Günler gelip geçiyor, ama Atatürk^ün kurduğu devlet, Cumhuriyet temellerinden ne kadar ayrılmış? Komşularla ilişkilerimiz nasıl? Atamızın “Yurtta barış, Dünyada Barış” ilkesi uygulanıyor mu? Seçimler dürüst yapılıyor mu? Ekonomimiz ne durumda? Her şey yolunda mı? Yoksa bir karanlığa mı sürükleniyoruz?
Cumhuriyet temellerinden ayrılındığı açıkça ortada. 2006’da başlayan “Kemalizm’i terk edin” emri harfiyen uygulanmakta. Atatürk, silah arkadaşları, ordu ve Türklük gözden düşürülme çabası içinde. TC yasaklanmaya kalkıyor, Türk sözünden rahatsız olunuyor, bayramlar yasaklanıyor, Atatürk ilkeleri tek tek yok ediliyor, Cumhuriyeti kuranlar ayyaş oluyor, ümmet devletine doğru koşar adım gidiliyor. 27 yıldır verilen Atatürk Barış Ödülü bu iktidar döneminde hiç verilmiyor. Kurtuluş Bayramlarımıza denk gelen günlerde yeni kutlamalar yaratılıyor. Ulusal bayramlar ikinci plana itiliyor. Malazgirt de önemli elbette. Ama ona önem ver kutla, 30 Ağustosa, 23 Nisana, 19 Mayısa, 29 Ekime izin yok. Atatürk’ün sözleri dağlardan, kurumlardan siliniyor. Kurumlardaki Cumhuriyet, Atatürk ve cumhuriyete mal olmuş kişilerin adları yerine bazılarının adını yeni duyduğumuz İslam ve Osmanlı büyük adları veriliyor. Hukuk, eğitim, ordu işgalde. Özgürlük, eşitlik, demokrasi hak getire. Demokrasi var da mı iktidara yanlış tepki yapılıyor?
Komşuluk ilişkileri hiç bu kadar kötü olmamıştı. İktidar Esad’ı suçlar, muhalifleri suçlamaz. Esad kimyasal silah kullandıysa suçla, kına, doğru, ama muhalifler(Nusayriler) Tır şoförlerini kurşuna dizer, kadınlara tecavüz eder, kızların kafasını keser, camileri bombalar, onlara laf yok. Bu ne iş. Esad zalim de Nusracılar değil mi? Mısır da öyle. Mursi çok mu temiz? O bir şey yapmadı mı? Darbeden önce halk Mursi’ye karşı keyfinden mi ayaklandı? Cumhuriyet dönemi komşularımızla hiç sorunumuz yokken şimdi çoğu ile kavgalıyız. Ortadoğu’da savaş çığlıkları atılıyor. Neredeyse savaşın çıkması için destek veriyoruz. Oysa ulu önder “Savaş zorunlu olmadıkça cinayettir.” demişti. Ülke parsel parsel satılıyor zamlar peş peşe geliyor, ekonomi dibe vuruyor, PKK devletleşiyor, bizse her sabah Mısır ve Suriye ile uyanıyoruz.
Seçimler dürüst mü? 2007 seçimlerinde uygulanan SEÇSİS olarak bilinen bilgisayarlı oy sayma sisteminin müdahaleye açık zaafları olduğu biliniyor. SEÇSİS’e benzer bilgisayarlı sayım sistemleri ile ABD’de hile yapıldığı kanıtlandı. Hileye açık olduğundan Yunanistan kabul etmedi. Almanya’da da kullanılması Anayasa Mahkemesince yasaklandı. Ama biz hala kullanıyoruz. 2007 ve 2009 seçimleri arasındaki 20 aylık dönemde sandık seçmen listelerine 7.697.208 seçmenin eklendiği görülmekte. Oysa Türkiye geneli ortalama seçmen sayısı artışı yıllık 950.000 civarında. Aradaki fark kafaları bulandırmıyor mu? 2011’de vatandaş olmayan Afgan mültecilere oy kullandırılmış. 2011 seçimlerinde19 milyon fazla oy pusulası bastırılmış. Neden? Oy kullanırken hatalı basınca sandık başkanına gidip “Yanlış bastım, bir tane daha oy pusulası verin, yeniden kullanayım.” deyince yeni oy pusulası veriliyor mu? Hayır. O zaman neden fazla oy pusulası basılıyor? Parmak boyası kaldırıldı, bir kişi 2-3 yerde oy kullanıyor.
Ekonomi sizlere ömür. Bakmayın iktidarın her şeyi güllük gülistanlık gösterdiğine. Halka kulak verin, hangisi durumundan memnun? Ha, memnun olan var. İktidara yakın olanlar. Onlara kepçeyle rant sağlanmakta, yoksul halkın ağzına bir parmak bal sürülerek kandırılmakta. İhale yolsuzlukları ayyuka çıktı. Enflasyon sözde düştü(!) Borsa çöktü. Bazı gruplar istedikleri gibi oynuyor. Dolar 2 TL’nin üzerinde. Euro 3 TL’ye yaklaştı. Devalüasyon(paramızın değerinin düşüşü) % 15. İflas eden firmaların sayısını bilmiyoruz. İktidar “IMF'ye bir kuruş borcumuz yok.” diye herkese bayram yaptırdı. Peki, İngiltere'ye, Almanya'ya, Amerika'ya, Avrupa bankalarına olan borçlar ne? IMF borcu geri ödenirken, alınan dış borçlar 2013 Nisan sonu itibariyle 340 milyar dolara yaklaştı. Yani AKP döneminde 210 milyar dolar yeni borç alındı, dış borçlar yüzde 162 arttı. IMF boyunduruğu gitti, daha ağırı, kısa vadeli ve toleranssız banka kredileri olarak geldi.
Dediğim gibi ne halde olduğumuzu bilmeden gittiğimiz yolun nereye varacağını bir kez daha düşünelim. Allah sonumuzu hayır etsin. Saygılarımla hoşça kalın.