Cumhuriyet tarihimizde rejimi değiştirmeye yönelik iki ayaklanma vardır. Bunlardan ilki Şeyh Sait Ayaklanması, ikincisi de Menemen Olayı’dır. Her iki olay da ülkemizde, halkımız arasında derin yaralar açmış olaylardır. Şimdi kısaca Menemen Olayını hatırlayalım.
Tarih 23 Aralık 1930. Bundan tam 81 yıl önce Menemen. Yerde başı bedeni üzerinde olmayan bir cumhuriyet şehidi. Biraz ötesinde iki cumhuriyet şehidi daha. Kubilay, Hasan, Şevki adları. Büyük Ata’nın kurduğu cumhuriyeti koruma, görevlerini yerine getirme uğruna canlarını feda etmiş üç cansız beden.
1920’li yıllarda yaşayanlar, parlak, gelecek günlere yürüyorlar yurdu kurtaran kahramanlarla. Her Türk, Gazi Paşa’nın başlattığı yeni dönemin coşkusunu yaşamakta. Geçmişteki eski, çağdışı kalmış kurumları yıkıp yerine yenisini, doğrusunu, güzelini getiren devrimleri ardı ardına izlemekte.
Ancak! Yine o yıllarda dıştaki düşmanlarını dize getirmiş, Cumhuriyet’i kurmuş bu büyük ulusun içteki düşmanları az değil. Karanlık, örümcek kafalı cahiller var aralarda. Halkı çıkarları için kullanan, daha doğrusu çıkarlarını gericilik hareketine bağlayan, eski özlemcisi, devrimlere diş bileyen şeyhler, müritler, softalar, yobazlar var.
İşte bunlardan bir grup, Nakşibendî tarikatına mensup 6 kişi. Dördünün adı Mehmet, ikisinin Hasan. Şeriat ordusunun öncüsü 6 yobaz, 23 Aralık 1930 sabahı alacakaranlıkta, ellerinde silah Menemen’e gelirler. Camiden ayetli yeşil bayrağı alıp alana diken yobazların lideri Derviş Mehmet, “Kendisinin peygamber olarak geldiğini, şeriatı yerine getireceğini, Menemen’in 70 bin kişilik şeriat ordusunca kuşatıldığını, şeriat bayrağı altına girmeyenlerin kılıçtan geçirileceğini, askerin silah atamayacağını, kendilerine top ve merminin işlemeyeceğini” söyler. İstedikleri şeriattır. İstemedikleri ise şapka, yeni giyim, yeni yazı, kısacası devrimler ve Cumhuriyet.
Bu sırada birliğinden görevli Yedek Subay Öğretmen Kubilay olay yerine gelip, kendilerine teslim olmalarını söyler. Kendisinin silahı, erlerinin mermisi yoktur. Kubilay’ın takımı eğitime çıkar gibi çıkmıştır kışladan. O anda yobazlardan biri silahını ateşleyip Kubilay’ı yaralar. Çevredekiler dağılır. Olay yerindeki askerler korkutmak amacı ile gerici gruba ateş açar. Ancak eğitim mermisi olduğu için etkili olmaz. Bunu fırsat bilen Derviş Mehmet “Bakın bana mermi işlemiyor.” diyerek cüretini arttırır.
Yaralı subay, belki bu kutsal yerde kendisine dokunmazlar diye cami avlusuna sığınmaya çalışır. Aldığı yaranın etkisiyle cami avlusuna yığılan Kubilay’ı gören yobazlar, torbalarından aldıkları testere ağızlı bağ bıçağı ile subaya saldırırlar. Kısa bir boğuşmadan sonra Kubilay’ın başını gövdesinden ayırırlar. Hızlarını alamayıp avuç avuç kan içerler. Kesik başı yeşil bayrağın ucuna bağlayıp tekbirler getirerek yeniden haykırmaya başlarlar.
Silah seslerini duyarak alana gelen Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki de yobazlarca şehit edilir. Yobazların azgınlığı giderek artar. Bu sırada bir makineli tüfek birliği alana girer. Komutan, yobazlara teslim olmalarını söyler. “Bize kurşun işlemez, biz ölmeyiz.” sesleri gelir karşıdan. Ve makineli tüfek işler. Üç yobaz anında delik deşik olur. Kaçmaya çalışan diğer üçü yakalanıp askeri mahkemede yargılanarak idam edilir.
Menemen Olayı üzerine Gazi Mustafa Kemal’in söylediği şu sözler her devrimcinin, çağ dışılığa, gericiliğe karşı direnen her yurttaşın yüreğinde yer etmiştir: ”Kubilay, temiz kanı ile cumhuriyetin hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiştir.” Yobazlarca öldürüldüğünde 24 yaşında olan Kubilay, bir devrim şehididir. İnandığı devrim uğruna gerici yığınların üzerine korkusuzca yürümenin unutulmaz örneğidir.
Kubilay büyük Atamızın kurduğu cumhuriyeti korumak uğruna baş vermişti. Devrimleri ve cumhuriyeti koruyup kollayacaklar için örnekti. Kubilay’ın ardından o devrimleri geliştirmek ve ilerletmek için nice Kubilaylar şehit verdik, veriyoruz. Kendisinden önceki ve sonraki devrim şehitlerimizle birlikte Atatürkçü kuşakların düşünce ve yüreklerinde yaşayacaktır. Dini ve politikayı birbirinden ayırmadıkça, Türk ulusu bir bütünlük sağlayamaz, huzura kavuşamaz, irticanın kökü kazınamaz.
Bu yıldönümünde yine sana sesleniyoruz Kubilay! Emanet her zamanki gibi Atatürkçü gençlikte ve öğretmenlerdedir. Sen rahat uyu, temiz kanının aktığı Menemen topraklarında, yanındaki iki şehit bekçimizle.
Hoşça kalın.