Bize hadiselerin mahiyetini anlamada kılavuzluk eder.
Kavramları iyi kavradığımızda hadiseyi kolay anlarız.
Kavramı Türk Dil Kurumu şöyle ifade etmekte;
“Bir nesnenin, bir duygunun ya da düşüncenin zihindeki soyut ve genel tasarımı, anlamı, anlam yükü.”
Bu konuyu neden mi ifade ettik?
Yaşadığımız 15 Temmuz meşum teşebbüsünde bir kavram öne çıktı.
Darbe…
Bizim kuşağın yakından tanıdığı darbe kavramını bugün ki nesiller belki bilemez..
Darbe nedir?
“Askerî darbe, bir ülkede silahlı kuvvetler mensuplarının silah zoru ile ülke yönetimine el koyması.”
15 Temmuzun darbe kavramı ile izah edilişi son derece yanlış bir izah olur.
Zira darbelerinin mantığında TBMM bombalama olamaz.
Darbe mantığında silahsız vatandaşın üstüne bomba atılması olamaz.
Darbe mantığında vatandaşın üzerine tank sürmek olmaz.
Bu kavramın tek bir anlamı olabilir, İç savaş…
Evet, 15 Temmuzda üst akıl (son açıklamalarıyla kendini ele veren okyanus ötesi devlet) darbe planlaması yapmamıştı.
Fetö terör örgütünün vitrinde sırıttığı meşum olayda hedef, ülkede kaos oluşturmak, ardından da iç savaşı başlatmak.
Ardından da Irak, Suriye, Mısır ve Libya’da başardıklarını Türkiye ile son noktayı koymaktı.
Kavramı yerli yerine oturtmamız gerek.
Bu bir darbe teşebbüsü değil.
Bu açıkça bir iç savaş provası halidir.
Yakalanan hainlerin beyanlarından çok net anlaşılıyor ki millet ve devlet hedef alınmış.
Fetö terör örgütü son hamle ile milletine ve devletine savaş açmıştır.
Üst aklın talimatıyla bu bir intihar teşebbüsüdür
Hem dünyevi
Hem uhrevi bir intihar..