Kör bir insana rengi anlatmak ne kadar zorsa, cahil insana laf anlatmak da o kadar zordur. Cahile laf anlatmak, deveye hendek atlatmaktan zordur, diye boşuna dememişler. Toplumun bir kesimi öyle afyonlanmış ki ne anlatsan, ne desen bırak bir kulağından girip bir kulağından çıkmayı, girmiyor bile. Ben bu kesim kadar bir toplumla bugüne dek karşılaşmadım. İktidara oy verenlerden elbette gerçeği görenler var, ancak bir kesime laf anlatmak çok zor. Sen yazıp izah edersin, şunu, bunu yapmadı mı dersin, onlar hala papağan gibi aynı bildiklerini okurlar, sana hakaret, iftira ederler, altına da dinimizde iftira günahtır derler. Geçmişte:

Dedim: Ekmeleddin Bey Kahire doğumlu diye dışladınız. Erdoğan da Gürcü imiş, şimdi ne olacak. Kendi itiraf etmiş. Erdoğan’ın 2004 tarihinde yaptığı Gürcistan gezisi sırasında “Ben Gürcü’yüm, eşim Arap, ailemiz Batum’dan Rize’ye göç etmiş bir Gürcü ailesidir.” dediğini bir araştırın isterseniz. Dil sürçmesi olabilir. Kaç milletvekili istiklal marşının ilk iki kıtasını doğru okuyor? Başbakanın da sizin de bunun üzerinden siyaset yapmanız yanlış. Erdoğan’ın da İstiklal marşını okuyamadığı gerçeğini inkâr etseniz de tescillenmiş durumda Hepimiz insanız.

Dediniz: Menderes’i bu şekilde yediniz. Yabancı nerden bilir milletin, yurdunun ihtiyacının ne olduğunu. Allah başımıza bu musibeti vermesin. İnşallah turist olarak geldiği memlekete döner gider. Halk salak değil. Ucuz yalanlara inanmıyor. Yedirmeyiz RTE’i.  

Sonuç: Sahi doğruymuş özür dileriz, bilmiyorduk, ayıp etmişiz, demek yerine: Hoca yazdıklarına artık kimse inanmıyor. SEÇTİĞİNİZ KİŞİNİN NE OLACAĞINI İLERİDE GÖRECEĞİZ.

Dedim: Telefon dinlemelerinin montaj olduğuna, yolsuzluk yapmadığına Erdoğan ve siz Kuran üzerine yemin eder misiniz?

Yanıt: Yemin ve Kuran’a el basmak. Rabbim böyle dememiş. Yemin yalancılara yakışır(!) Allah’a inançlı kişi başkaları inansın diye yemin etmez. Allah sana onun iyi birisi olduğunu her fırsatta gösteriyorken halen kör gibi davranıp yemin istiyorsun. Başka biri: “Bin kere yemin ederim.”

Sonuç: SANKİ YANINDAYDINIZ. YALAN DEĞİLSE NEDEN YEMİNDEN KORKASINIZ?

Dedim: Siz ayrı bir din kurmuşsunuz. Birilerini Allah, Peygamber yapıyor, surelerimizle “Bakara, makara” diye alay ediyor, küçük çocuklara dini kullanıp tacizde bulunuyor, Namaz için “Yat, kalk, geber” deyip bir de “Müslümanız” diyorlar. “Onun için eşimi bile terk ederim” diyenler ne kadar namuslu?

Dediniz: “Sen inanmamayı zaten kafana sokmuşun.” Allah size doğru yolu göstersin!!!

Sonuç: AKP milletvekilleri salonda olmayan Rize’de bulunan iki milletvekilinin yerine imza atıp mecliste gösterip oy kullanmaya kalkar. ONLAR VE SİZ MÜSLÜMANSINIZ, BİZ DİNSİZİZ.

Dedim: 4+4+4 yasasının temel amacı “İmam Hatiplerin Orta Kısımlarının Açılması”,“seçmeli din derslerinin bütün kademelerde yer alması” ve “karma eğitimin kaldırılması”dır. Milli Eğitimdeki yapılanma ve kadrolaşma, Cumhuriyet Eğitim Devriminin “fikri hür, vicdanı hür kuşaklar” yetiştirme idealini şimdi “dindar nesil” yetiştirme projesine dönüştürmekte. “Bir gittik ki bizim okul imam hatip olmuş” diye çılgına dönen veliler isyanda.

Dediniz: Yıllardır aynı şeyi söylüyorsunuz. O elden gidiyor bu elden gidiyor. Hiçbir şeyin hiçbir yere gittiği yok. Siz iyice paronayak olmuşsunuz

Sonuç: 2013 yılında İmam Hatip Okullarının sayısı % 73 arttı. 40 bin öğrenci seçmedikleri halde İmam Hatibe yerleştirildi. Bunların arasında iki Ermeni öğrenci de var.

Dedim: Başbakan sürekli iftira atıyor, karalıyor, gerçek ortaya çıkınca oralı bile olmuyor. Yalan söylüyor, yasal olmayan işlerin soruşturmalarını engelliyor. İşine gelmeyen, kendi lehinde çalışmayan hâkim, savcı, emniyet müdürü ve mensuplarını oradan oraya sürüyor. Hukuk bitti. Ekonomi felç.

Dediniz: Türkiye Cumhuriyeti böyle yiğit, adaletli, güvenilir, dürüst, çalışkan, sözünü tutan vatan ve milletini düşünen bir başbakan görmedi. Bir nimet Türkiye’m için.

Sonuç: ADALET SİZLER ÖMÜR. EKONOMİ DİBE VURDU, SATILACAK BİR ŞEY KALMADI. Kendi yüklerini tuttular, bundan sonra iktidara gelecekler için şunu diyecekler: “Bak bizim zamanımızda ekonomi ne iyiydi. Şimdi durmadan zam yapıyorlar. % 10 bıraktığımız enflasyonu kaça çıkardılar.” Ah bir de enflasyonu gerçek olarak hesaplayıp, benzini, gıdayı da enflasyona katsalar.

Ben her zaman buradayım. Bana acıyanlara sözüm: Dünyada en acınacak insan idealini yitirmiş, davasını satmış olan zavallılardır. Ölene dek davamdan, yolumdan dönmeyeceğim. Yenilgiyi asla kabul etmeyeceğim. Yazımı Che Guevara’nın bir sözü ile bitiriyorum: “Kaybetmekten korkma; bir şeyi kazanman için bazı şeyleri kaybetmelisin. Ve unutma; KAYBETTİĞİNDE DEĞİL, VAZGEÇTİĞİNDE YENİLİRSİN.” Saygılarımla, hoşça kalın.