“Varlığım Türk varlığına armağan olsun.”
Devletler kurulları, ilkeleri sayesinde ayakta kalırlar, Yeryüzünde ilk çağdan bu yana kuralı olmayan hiçbir toplum yoktur. Kuralları çiğnemeye çalışmak, yok etmeye çalışmak toplumu ve devleti yıkmaya çalışmaktan gayrı hiçbir işe yaramaz. Dün bu ülkede bir türban sorunu yaratarak devletin bir kuralını silenler, taviz tavizi doğurur misalinde olduğu gibi bu gün kravat ve pantolon meselesi çıkartmaya çalışmaktadır. Oysa önemli olan donun kumaşı değil, insanın kumaşıdır. İş yerine giderken giydiğimiz pantolonun kumaşının kot olması bizleri özgür kılamayacağı gibi, ütülü kumaş pantolon giymek de hiç kimseyi tutsak kılamaz. Eğer Devlete ait bir kurumda görev yapıyorsanız devletin kurallarına, özel sektörde iş yapıyorsanız patronun kurallarına uymak zorundasınız. Nasıl ki camiye ayakkabı ile, yatağa iş kıyafetleriyle girmiyorsak, işimize de bi zahmet pijama ile ya da maden ocaklarının kıyafeti olan kot pantolon ile gelip bunu özgürlük olarak algılamayalım. Bu gün işe kravatsız gitmeyi adet edinmiş olan bir grup öğretmen dün andımızı faşizan bir yaklaşım olarak nitelemiş, olmayan türban sorununu yaratmış, aldığı tavizler iştahını kabartmış ve bu gün kravat diye tutturmuştur. Arkadaşlar bunlardan daha önemli, yapılması gerek işler yok mu sizce? Ülkemizde içleri boşaltılmış ders kitapları dururken, müfredatı çorbaya dönmüş ders planları dururken, gençlik bir bir heba olurken siz kimsiniz ki bu milletin vergilerinden doyduğunuz halde başka milletlere hizmetkârlık ediyorsunuz? Yaptığınız doğru mu sizin şimdi.
Sözüm ona ülkenin en yetkili sendikası eğer böyle hamasi şeylerle vakit geçireceğinize yetkili sendika olarak memurun hakkını toplu sözleşmede yedirmeseydiniz bu gün içinizden ikinci bir sendika çıkmaz, üyeleriniz size bölünecek kadar tepki göstermezdi. Siz vazifeniz olanı yapmak yerine vazifeniz olmayanı yaptığınız için kaybettiniz ve kaybetmeye devam edeceksiniz. Bu sizin kaçınılmaz sonunuz.
Atatürk’ün batılılaşma çabasının eğitimden geçtiğini savunan zavallılar bilmiyorlar mı ki Atatürk 29 Ekim 1930’da “Türkiye bir maymun değildir ve hiç bir milleti taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak ne de batılılaşacaktır. O sadece özleşecektir.” Sözleriyle batılılaşmaya ne kadar karşı olduğunu belirtmiştir. Bizler ona buna değil kendimize benzediğimiz sürece egemen millet. egemen devlet olabiliriz. Bunun aksi tutsaklıktır ve Türk milleti asla tutsak edilemez. Eğer kanın kimyasal yapısı insan davranışları üzerinde etkiliyse ve bu bilim tarafından kanıtlanmışsa Türk Milleti geçmişte olduğu gibi gelecekte de tutsak edilemeyecektir. Türk Milletinin tutsaklığını beklemek beyhude bir bekleyiş olacaktır.
Bu günkü tüm bu olumsuzluklara rağmen ulu önderimizin Türk milletinin geleceğini emanet ettiği öğretmenlerimizin öğretmenler gününü canı gönülden kutlarım.
Hoşça kalın sağlıkta kalın.