Böyle zor günlerde aramızdaki bağların zayıflayarak birbirimize düşmemiz diğer zamanlara göre çok daha kolay olduğundan daha dikkatli davranmamız gerekmektedir.Unutmayalım ki ,bizler bir binanın taşları gibi birbirimize kenetlenmişiz.Kimsenin bizi ayırmaya Allah (cc) izniyle gücü yetmez ve asla da yetmeyecektir.
Son zamanlarda ,bazı dış mihrakların milletimizin birlik ve beraberliğini bozmak ve milletimizin bir kesimini devletle karşı karşıya getirmek gibi dehşetli bir plan kurduklarına ve bunu kademeli olarak uygulamaya koyduklarına şahit oluyoruz.
Milletimizi birbirine düşman etmek ve ülkemizi yıllarca geriye götürmek emeliyle hazırlanan bu oyuna gelinmemesi için “ittihat, asayişi muhafaza ve devlete itaat” konularında bazı hakikatleri hatırlamamız bir zorunluluk haline gelmiştir.
Konuya Üstat Bediüzzaman Hazretlerinin şu cümlesi ile başlamak istiyorum: “Bizler muhabbet fedaileriyiz husumete (düşmanlığa) vaktimiz yoktur.(Tarihçe-i Hayat)”
Üstat Bediüzzaman Hazretleri hayat boyunca daima Alem-i İslâm’ın ittihadına ,milletin birlik ve beraberliğinin muhafazasına çalışmış ,her zaman asayiş ve huzurdan yana olmuş talebelerini ; “Asayişin manevi bekçileri” olarak nitelendirmiş ,onlara her zaman sabrı ve müspet hareketi tavsiye etmiştir.
Vatan ; tahassungâhımızdır ,evimizdir ve ibadethanemizdir. Bu dünyanın nimetlerini o hanede kazandığımız gibi ,cenneti ve ebedi saadetimizi de yine orada kazanacağız.Vatan cennetin bir salonudur.Bunun içindir ki, “Vatan sevgisi imandandır” denilmiştir.
Peygamber efendimiz (SAV) vatanını pek ziyade severdi.Düşmanları kendisini Mekke-i Mükerreme’den çıkarttıkları gün ; “Ne yapayım?Ben seni çok seviyorum,ama düşmanlarım beni senden çıkarttılar “ diye üzüntüsünü ifade etmiştir. Peygamber Efendimiz’in (SAV) yanında vatanından bahsedildiğinde mübarek gözleri hep yaşla dolardı.
Bir insanın ailesine karşı fedakârlığı bir ise ,devletine ve milletine karşı bin olmalıdır. Evet Üstat Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesi ile ; “Kimin himmeti milleti ise ,o tek başına bir millettir.” (Hutbeyi Şamiye)
Yüce dinimizde vatana hıyanet etmek ,devlete karşı ayaklanmak ve fitne çıkarmak kesinlikle yasaktır. Bir ayette mealen (Bakara Suresi 191.Ayet) : “ Fitne çıkarmak, adam öldürmekten daha şiddetlidir (kötüdür).” Bir ayette mealen (Hucurat ) : “Eğer mü’minlerden iki gurup birbiriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin.Şayet onlardan biri ,hâlâ ( Allah(cc) hükmüne boyun eğmeyip ) ötekisine saldırırsa Allah(cc) emrine dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse aralarını adalet ile düzeltin ve adaletli davranın. Şüphesiz Allah (cc) adaletli davrananları sever.”
Üstat Bediüzzaman Hazretleri 1925 yılında devlete karşı ayaklanan Şeyh Said’e şu cevabî mektubu yazmıştır: “ Türk milleti asırlardan beri İslamiyet’in bayraktarlığını yapmıştır.Çok veliler yetiştirmiş ve şehitler vermiştir. Böyle bir milletin torunlarına kılıç çekilmez.Biz Müslümanız ,onlarla kardeşiz. Kardeşi kardeş ile çarptıramayız. Bu şer’an caiz değildir. Kılıç harici düşmana çekilir. Dahilde kılıç çekilemez. Bu zaman da yegane kurtuluş çaremiz Kur’an ,iman hakikatleriyle ,tenvir ve iirşad etmektir. En büyük düşmanımız cehli (cahilliği) izale etmektir. Teşebbüsünüzden vazgeçiniz. Zira akim kalır (sonuca ulaşamaz). Birkaç cani yüzünden binlerce kadın ve erkek telef olur.” Diyerek vaz geçirmeye çalışmış ve onun davetini red etmiştir.
Cennet vatanımızda gözü olan iç ve dış mihraklar bizi birbirimize düşürmek için sürekli olarak oyunlarını yenileyecektir.Lakin Akl-ı Selim ile hareketle bu tuzaklara düşmeyeceğiz inşaallah Allah (cc) vatanımızı ve milletimizi şer odaklarından muhafaza eylesin Aminnnnnnnnnnn
Selam olsun
Gönlü güzel insanlara,
İçinde kin tutmayanlara,
Her şeyi Allah (cc) için sevenlere
Gelecek o güzel günlere
Kardeşliğe ,barışa ve huzura
Kıyamete kadar devam edecek birlik ve dirliğe ü
Selam olsun…