Tohum saç bitmezse toprak utansın.

Hedefe varmayan mızrak utansın.
Hey gidi küheylan koşmana bak sen,
Çatlarsan doğuran kısrak utansın.
           
;                  Necip Fazıl KISAKÜREK

 

        Özgürlük sorumluluklardan kaçış değildir. Özgürlük başkalarının hakkını gasp ediş değildir. Özgürlük Tanrı, insan, aile, eş, dost sevgisini hiçe saymak dostluk ve samimiyeti, güven ve bağlılık duygusunu bertaraf ediş de değildir. Özgür insan da istediği ölçüde bir şeylere, bir yerlere bağlıdır. Bir ölçüde ailesine bağlıdır, yaratanına bağlıdır, sevdiğine eşine dostuna bağlıdır. Ancak bu hiçbir zaman için esaret, vazgeçilmezlik gibi düşünülmemelidir.

        Özgürlük denince toplumda ilk akla gelen birkaç başlığı sıralayacak olursak, Basın Özgürlüğü, Düşünce ve Fikir Özgürlüğü, İrade özgürlüğü ilk akla gelenlerdir. Ancak zaman oluyor ki bazen bu saydıklarımızın dahi özgür olmadığını gördüğümüz, yaşadığımız oluyor. Bu da insanlar arası ilişkiler ve denge denklemlerinden kaynaklanıyor. Bunları zaman zaman yaşadığımız, hatta insan onurunun gereği isyan ettiğimiz oluyor. Demek ki insanlar sadece hapishanelerde tutsak edilmiyormuş; insanların düşünceleri, fikirleri de en ücra zindanlara konulabiliyormuş dediğimiz de olmuştur.

        Ancak sivil toplum kuruluşları, sendikalar, dernekler, odalar ve siyasi partiler belirli kitleleri temsil ettiğinden dolayı temsil ettikleri kesimlerin düşüncelerini kamuoyuna yansıtmaktan hiçbir zaman çekinmemeli, Olanın güzelliğiyle övünüp ya da çirkinliğiyle yerinmek, dövünmek yerine yapılması gereken ancak yapılmayanın yapılması için almış olduğu toplum desteğini yaptırım gücü olarak kullanmalıdır. Çünkü temsil ettiği kesimler bunun için o kurum ve kuruluşun çatısı altında güç birliği yapmışlardır. Korkmadan, çekinmeden düşüncelerini ifade etmelidirler. Birilerine yaranmak, birilerinden övgü almak için yanlışa görmemezlikten gelmek, ya da yanlış karşısında tepki vermemek bir kuruluşun temsilcisine, toplum adına kurulan bir kurumun kuruluş amacına terstir.

        Zaman zaman eleştirdiğimiz kesimlerden almış olduğumuz “İşte efendim bizim şunu yapmadığımızı, yerine getirmediğimizi söylüyorsunuz ama; biz şöyle iyi işler de yapıyoruz bunu neden gündeme taşımıyorsunuz” gibi tepkiler alıyoruz. Ancak söylemeliyim ki yapılan her iyi işi takdir edecek olan toplumdur. Sivil toplum kuruluşu olarak toplum yararına yapılması gereken ancak yapılmayan, hayati konuda önem taşıyan konularda yetkilileri göreve davet etmek bizim görevimizdir. İlçemizde yapılan iyi şeyler yok mu? Elbette ki var. Örneğin; Yeni Halk Kütüphanemiz Belediyemizin çabalarıyla harika bir yerde, harika bir bina olarak yükselmiştir. Bu Tire Belediyesinin Eğitime yaptığı harikulade bir katkıdır. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.

        Yönetim kadroları bazen eleştiri ve şikâyetlerimizden dolayı rahatsız oluyorlar. Bu rahatsızlıklarını da bizim yüzümüze söylemekten kaçınıyorlar ve gidip bizi bağlı bulunduğumuz kuruma, yakınlarımıza, eş, dostumuza güya şikâyet ederek bizden intikam alma yolunu seçiyorlar. Oysa herkes düşüncelerinde özgürdür ve eleştirilerini yüzümüze haykırabilirler. Çünkü bu ülkede düşünce özgürlüğü var. Bizler, bizi eleştirenlerin, yanlışımızı söyleyenlerin düşüncelerine pranga vurmuyoruz. Bizler nasıl ki özgürce konuşmayı bize Yaratanın bir lütfu görmüş ve düşüncelerimizi haykırmışsak aynı şekilde bütün insanların bunu böyle görmesini isteriz. Çünkü biliriz ki bir gün bedenlerimiz yok olsa bile arkamızda fikir çiçeklerimiz yeşerecek ve daha berrak dimağlarda boy verecektir.

 

 

Özgür Yarınlara, Sağlıcakla kalın.