16 Nisanda bir halk oylaması yapılacak. Ancak bugün görüyoruz ki olay amacını aştı, bir savaşa dönüştü. Savaş ama iktidarın elindeki güç ile tek taraflı bir savaş. Açıkça söylemek gerekirse evet için yapılan her şey serbest, ama hayır için yapılanlar olmaz. O zaman bu oylama niye yapılıyor? Ne gerek var trilyonlarca para harcamaya.
Önce bu oylama için bütçeden çıkan paraya bakalım. Yaklaşık 190 milyon(trilyon) TL. Ülke tam bir yangın yeri iken bu kadar para harcayıp ille de başkanlık demenin alemi var mı? Ülke içindeki terör malum. Suriye sınırı cehennem. El Bab’dan hemen hemen her gün şehit haberi. Ekonomi çökmüş, biz hala bütçeyi har vurup harman savuruyoruz. MR, ultrason, röntgen için kaç ay-yıl sonrasına gün veriliyor. Hastanelerde yurt dışından ilaç bekleyen çocuklara ilaç yok. Çocuklar, insanlar ölüyor. Çünkü hastaneler yetersiz. Cihaz az. Vatandaşa tasarruf nasihatleri, cumhurbaşkanı örtülü ödeneğinde, sarayda tasarruf söz konusu değil. Trilyonlar harcamaya devam.
Referanduma eşit koşullarda girilmeli. Ancak bakın nelerle karşılaşıyoruz. Türkiye, 16 Nisan’daki referandum için gün sayarken, ‘Hayır’ diyen 87 kişi gözaltına alındı, 36 saldırı olayı yaşandı, 2 gazeteci, 1 profesör işten çıkarıldı, 3 vekilin ihracı istendi. Müjdat Gezen Sanat Merkezi kundaklandı. Denizli’de “Hayırcı” MHP’li Atilla Kaya’ya 'Milli İradenin Önemi' konulu konferans için salon verilmedi. Gaziantep Valiliği tarafından alınan basın açıklaması yapma yasağı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yapacağı miting için kaldırıldı. Selin Böke’nin CNNTürk'teki canlı yayın sırasında kanalı arayan bir kişi “Yaşamına son verilecek, evine gidemeyecek” tehdidinde bulundu. Polis eşliğinde uçağa bindirildi.
Yine Melih Gökçek televizyonda “Çoluk çocuk pompalı tüfek aldı; asker artık darbe için kışladan çıkamaz!” diyerek bir bakıma kışkırtmacılık yapıyor. Düzce’de silahla poz vermiş 2 genç “Başkanlığa hayır diyenleri sokaklarda bekleyeceğiz” tweet’i atıyor. “Hayır” diyeceğini açıklayan gazeteci Hakan Çelenk, Kanal D spikeri İrfan Değirmenci işinden atılıyor. Çanakkale'de bir toplantıya katılan ve ‘hayır' oyu vereceğini açıklayan Meral Akşener'in konuşma yapacağı otelin elektrikleri kesiliyor. Orhan Pamuk'un “Anayasa değişikliğine hayır” dediği söyleşi sansürleniyor. Konya'da Halk Sağlık Müdürlüğü tarafından dağıtılan “Sigaraya hayır” afişleri toplatılıyor. İzmir'de “hayır” için ev ziyaretleri yapan CHP'li iki kadın, AKP Buca ilçe yöneticisinin sözlü ve yumruklu saldırısına uğruyor. Antalya’daki savcı. “Evet” çıkmazsa iç savaş çıkar” tehdidi sallıyor. İlahiyatçı Vehbi Güler “hayır” diyenleri şeytana benzetiyor.
Bir de içlerindeki kini kusanlar var. M. Kemal’e Selanik doğumlu diyerek “Yunanlı” iması yaratan AKP Gençlik Kolları Başkanı, bakan Mehmet Müezzinoğlu’nun Gümülcine doğumlu olduğunu unutuyor. Pamukkale Milli Eğitim Şube Müdürü “İlk kez ülkemizi geri almak için bu kadar yaklaştık.” paylaşımı yapıyor. Herhalde cumhuriyeti kuran ve bugünlere getiren yöneticileri İngiliz, Fransız, Yunan sanıyor. Cumhuriyet için pranga diyenler Atatürk’ün cumhuriyeti hangi koşullarda kurduğunu iyi okuyup öğrensinler.
Ancak bu konuda en can alıcı nokta şu: Maalesef bu ülkede anayasayı, yasaları uygulama yok. ABD’de yargı Trump’a hayır diyebiliyor. Bu Türkiye’de mümkün mü? Referandumda yeni anayasa kabul edilirse cumhurbaşkanı ancak 2019’da partili olabilecek. Ama şimdiden tarafsızlık yemini eden cumhurbaşkanı sahada. Ne Anayasa Mahkemesi, ne de Yüksek Seçim Kurulu buna bir dur diyebiliyor mu? Hakan Fidan’ı ifadeye çağıran savcı gözaltına alınıyor. Onu da zorla getirsenize ifade vermeye. Hukuk tek taraflı işliyor, anlayacağınız.
Hani her seçimden sonra tüm Türkiye’yi kucaklayacaklar vardı. Müjdat Gezen Sanat Merkezi kundaklanıyor. Yine gazeteci Cem Küçük'e ait, kardeşinin ikamet ettiği ev silahlı saldırıya uğruyor. Cumhurbaşkanı Cem Küçük’e geçmiş olsun derken, Müjdat Gezen’e bir şey yok. Helal olsun.
Hile yapılmazsa “Hayır” çıkacak. Bunu onlar da biliyor. Önce “PKK, FETÖ, HDP 'Hayır' dediği için 'Evet' diyoruz. Hayır'cılara bakın ona göre kararınızı verin" dendi. Yeni anayasa ne getirecek, açıklama yok, başka laf yok. Tutmadı. Şimdi HDP, CHP kardeşleri oldu, onlardan da oy isteniyor. Ya Barzani’nin gelişinde havaalanına Kürt bayrağı asmanıza ne demeli. Ne oldu attığınız çamurlar?
Referanduma en büyük destek Azerbaycan’dan geldi. Cumhurbaşkanı Aliyev bundan güzel reklam yapamazdı. İşte size gerçek dedi. Eşini başkan yardımcısı atadı. Haberi verip yorumlayan Fox TV’nin yayınını durdurdu. 16 Temmuzda Erdoğan’ın telefonda CNNTÜRK muhabirine söylediklerini hatırlayın: “TC demokratik, parlamenter sisteme inanmış bir ülke.” Şimdi ne oldu da tek adamlık?
Bahçeli “Başkanlık sistemine değil, cumhurbaşkanlığı sistemine evet diyoruz” diyor. Herhalde cumhurbaşkanının “Başkanlık sistemi başlıyor, ona göre, daha çok çalışacaksınız. Yeni sistemle gücü bir kişide topluyoruz” sözlerini duymadı. Bir de 15 yıldır ayaklarında pranga varmış. Bir şey yapamamışlar. Adama sorarlar, “15 yıl boyunca neyi yapamadınız ki?”