İmbat'ın esmediği, sıcak bir İzmir Salı'sı. Gerçekten de Salı sallandı o gün dostlar. Bir şeyler olacak, belli! Hava kurşun gibi ağır...
Takvimler; bin dokuz yüzlü yıllardan, tam da 25 yıl önce bugünü, 24 Eylül 96'yı göstermekte...
TRT Ankara Televizyonu'nda çalışıyorum ama yıllık izindeyim. Memleketimde, İzmir'deyim...
TRT İzmir Televizyonu'ndan; gençlik, Üniversite, kurum ve dönem arkadaşım Akın'a uğradım...
Ankara Televizyonu Naklen Yayınlar'dan Kürşat Özkök ağabeyim; Bodrum'da yattı Zeki Müren'in evinde, aylardır...
Bir de yanında, kuruma yeni başlayan Hülya...
Duyuyorum... Paşa'yı, Sanat Güneş'imizi ekrana çıkaracak. Bir türlü ikna olmuyormuş Paşa. Haberlerini alıyorum...
O gün İzmir Televizyonu'nda; fuarın içindeki TRT İzmir Televizyonu Stüdyoları'nda, Akın'la sohbetin dibine dibine vururken, bir pandomim koptu!..
"Zeki MÜREN geliyor!..." dediler...
Geldi Paşa...
Getirdiler...
Stüdyoya...
Kilo almış...
Siyahlar içinde...
Her zamanki gibi; pırıl pırıl, parıltılı, yaldızlı yıldızlarla...
Çekim başladı. İlk mikrofonunu hediye etti Altan Bey. Radyo Dairesi Başkanı, Genel Müdür Yardımcısı...
Heyecanlandı, yüzüne yansıdı heyecanı. Görebiliyorum; tedirgin bakışlarına, pır pır atan yüreğine yansıdı...
Kaldıramayacağını biliyordu ya; bile bile geldi, TRT Stüdyoları'na...
Kaldıramadı kâlbi, kaldıramadı bu ânı...
25 yıl önceydi. Takvimler; bin dokuz yüzlü yıllardan, 24 Eylül 96'yu göstermekteydi...
Başka dünyaya göçtü Paşa...
Bir çınar altında yatıyor şimdi! Memleketi Bursa'da; Emir Sultan Mezarlığı'nda, ebedi istirahatgâhında...
Ruhu şâd olsun!..
Anısına saygıyla...