Eğitimde birlik ve reform mücadelesinin verildiği 1930’lu yılların Türkiye’si
Savaş yorgunu, yoksul ancak azimli; Anadolu topraklarına dört elle sarılmış vatansever bir halk.
Tek parti dönemi. Başbakan İsmet İnönü.

Krizet kumaştan basit, görece kaba siyah önlükleri; kar beyazı kolalı yakalıkları ile “ülküsü yükselmek, ileri gitmek” olan cumhuriyetin geleceği, soğuk beton binaları sımsıcak hayalleri ile ısıtan öğrenciler.

Yazımdaki maksat bayağı, klişe bir nostalji atmosferine bürümek değil bu satırları.

Kaybolan, silinip giden bir ideali hatırlamak, hafızaları tazelemek.

Siyah önlükler ve beyaz yakalıkların kullanım amacının yaşanan yoksulluğu perdelemek olduğu genel bir kabul olsa da bu imajın en önemli maksadı “eğitimde fırsat eşitliğinin” temel düsturu olan zengin-fakir ayrımının okul ortamları dahiline girmemesi, tek tip disiplin kazanımının elde edilmesi, aidiyet hissi oluşturma gibi çok değişkenli bir misyonu olduğunu ifade edebiliriz.

Yaklaşık 59 yıl tüm Milli Eğitim kurumlarının formasını teşkil eden siyah önlük beyaz yaka, 1989-1990 Eğitim Öğretim yılı ile birlikte dönemin Milli Eğitim bakanı Avni Akyol’un yayınladığı bir genelgeyle yerini mavi önlüklere bıraktı.

Mavi önlükler ise kullanıma başladıktan tam 23 yıl sonra tarihler 27 Kasım 2012’yi gösterdiğinde Resmi Gazete ’de açıklanan “Okullarda Kıyafet Serbestisi” kararı ile tarihteki yerini aldı.

Hala bazı kırsal yerleşim yerlerindeki okullarda tek tük karşımıza çıksa de mavi önlükler artık kurumların kendi inisiyatifine bırakılan okul üniformaları içerisinde kendisine yer bulamamaktadır.

Batılı “kolej” karakteristiğine uygun polarlar, ütüsüz pantolonlar, soluk renkli formalar 2000’li yılların okul profilini belki de en iyi özetleyen bir çerçeveyi bize sunuyor.

Cumhuriyetimizin 101.yılını kutlayacağımız şu günlerde belki de nostalji rüzgarına kapılmadan, rasyonel bir şekilde eğitim sistemimizde, yaklaşımımızda ve öğretim sürecinde kurucu iradenin mizacına dönsek ve ideallerimizi gözden geçirsek istikbalimiz için yerinde bir adım atmış olacağız.

Anadolu bozkırından devlet idarecileri, savcılar, hakimler, hekimler çıkaran; üzerinde yaşayan her bir ferde geleceğini tayin etme fırsatı veren Cumhuriyetimizin en önemli kazanımı olan Milli Eğitimimize sahip çıkmanın önemini idrak edeceğimiz güzel günlere.

Çok yaşasın Türkiye Cumhuriyeti.