Geçtiğimiz günlerde 101.Yılını idrak ettiğimiz Lozan Barış Antlaşması kapsamında düzenlenen ve güvence altına alınan “Azınlık Okulları”, gerçekleşen ihlallerle ve denetim dışı kalan uygulamalarıyla tekrar gündeme geldi.
Fransız devletine bağlı olarak İstanbul ve Ankara’da faaliyet gösteren Pierre Loti ve Charless de Gaulle liseleri, Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanlığınca düzenlenen resmi müfredat ve ilgili mevzuatlara uyulmadığı gerekçesiyle resmi makamlarca uyarıldı.
Bakan Tekin bu okullara dair yapmış olduğu açıklamada “Bahsi geçen okulları yasal sınırlar içerisinde eğitim öğretim vermeye davet ediyoruz. Bu okullar, normal koşullarda mevzuatımızda yeri olmayan okullar. Mevzuat içerisine girerlerse eğitim öğretime devam edecekler, girmezlerse zaten yok hükmündeler.”
İfadelerinde bulunurken ayrıca bu okulların gerekli denetim uygulamalarının mevzuata uygun şekilde gerçekleştirilmesine de mani olduğunu sözlerine ekledi.
Defalarca mevzu bahis konularda uyarılan okulların devamlı surette ilgili makamları oyalama kabilinden açıklamalar yapıp, olayı sürece ve sürüncemeye bırakmaya çalıştıkları aşikar.
3 Mart 1924 tarihinde 430 kanun numarası ile kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu yani Öğretim Birliği Yasası gereğince ülkemiz sınırları içerisinde faaliyet gösteren tüm eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenen müfredat ve mevzuata uymakla mükelleftir.
Bu kapsama yalnızca kendi ulusunun tabiiyetine eğitim verme sınırı olan azınlık okulları da girmektedir.
Ancak görülüyor ki bahsi geçen iki Fransız Okulu müfredata ve mevzuata uymamakla birlikte yasa dışı şekilde Türk uyruğu taşıyan öğrencileri de bünyesine almakta ve hatta Türk nüfusun okul mevcudunun %90’ını oluşturduğu ifade edilmektedir.
MEB müfettişlerini okula kabul etmeyen Fransız okul idaresi, görülüyor ki Afrika topraklarından kapı dışarı edilmesinin hıncını özgür ve bağımsız Türkiye topraklarındaki sorumsuz ve ham cahil hareketleriyle çıkarmaya çalışmaktadır.
Batı Trakya’ da türlü asılsız gerekçeler daha doğrusu bahanelerle kapatılan Türk Okullarına karşılık mütekabiliyet gereği ülkemizde azınlık okulları da gözden geçirilmelidir.
Türkiye Cumhuriyeti bağımsız, özgür ve demokratik bir hukuk devletidir.
Sömürgeci vasat zihniyetleriyle 21.yy da hareket etmeye çalışan Fransız hükümetine ve okul idaresine bu gerçeği hatırlatmakta fayda var.
Ülkemizin “kadim” kalemlerinin ve ünlü bir jeoloğunun ise bu tartışmalarda asılsız iddialar üzerinden bu kaçak okulların yanında yer alması başkaca bir vahamettir.
İlerleyen günlerde ülkemize bu konu üzerine ziyarete gelecek olan Fransa hükümetine bağlı bir heyetin ise Fransa hükümetinin geri adım atıp bahsi geçen okulları mevzuat ve müfredata uyumlu hale getirecek çalışmaları başlatacakları düşünülüyor.