Yüce Yaradan neden yarattı o zaman kadını? Yasaksa, bu kadar sınırlandırılması gerekiyorsa, neden yaşam hakkı verdi?
Sen onu daha küçücük masum bir kız çocuğuyken şehvet unsuru gör diye mi? Üç buçuk yaşındaki bedenine kirli ellerinle uzan, o küçücük yavruyu toprağa göm diye mi?
Ya da 9 yaşında babasının kanı-karındaşı her gelişinde şeker getiren, saçlarını okşayan bir tane amcası bir odaya zorla sürükleyerek ağzını kocaman elleriyle kapatıp hayatını yıksın ve onu ölüme sürüklesin diye mi?
12 yaşında kendisinden tam yirmi yaş büyük bir adama satılsın diye mi? Ya da kazandığında deliye döndüğü üniversiteden evine dönerken bindiği dolmuşta, sona kaldığı için üç “adam” onu ormana götürüp ellerini kollarını bağladıktan sonra saatlerce işkence ve tecavüz edip yakarak öldürsün diye mi?
Sevdiği, aşık olduğu çocuğun evine gittiği için mi hak etti öldüresiye dayak yemeyi, tecavüze uğramayı, baltayla parçalarına ayrılıp çöp poşetine koyulup çöpe atılmayı? Bu kadar mı değersizdi gözünüzde o güzel bedeni?
Bu kadar mı kolay ….spuydu bir kadın güldü diye, konuştu diye, eteğinin boyuna göre? İçtiği sigaraya, aşık olduğu adama, mahallede gezdiği sokağa, fakirliğine, zenginliğine, çalıştığı işe göre mi, yoksa göğüsleri var diye, okudu diye, okumadı diye, sadece sevdi diye mi? ASLINDA KADIN DOĞDU
DİYE mi …spuydu!!!
Eline, beline, diline sahip olamayan senin eserinim ben, uydurma “töre”nin eseriyim, hak etmediklerimi yaşayan küçücük bir bedene sıkışmış “bir küçük insanım” ben… Bizim örfümüzde, âdetimizde; kadına el kalkmaz, kadına kıyılmaz, kadın okutulur, kadın oturmasını da bilir kalkmasını da, yuvasını da bilir, işini de, aileyi de bilir, huzurunu da…
Kadın namusuna halel getirmeden yaşamasını da bilir.
Sana düşen yargılamak değil, düzgün yetiştirebilmek, sadece cinsiyet olarak değil gerçekten adam gibi çocuk yetiştirebilmek. Yetiştirirken kıymet vermek, emek vermek, insani değerleri öğretebilmek.
Ötesini merak etme; yeter ki sen ELİNE, BELİNE, DİLİNE SAHİP OL!!!